kilitli bir kapı

5.2K 373 246
                                    

"Lütfen Felix aç kapıyı."

Kapıya hızlı bir şekilde vuran Hyunjin'in sesi Felix'i ikna etmeye yetmiyordu. Kilitli olan tuvalet kapısı Hyunjin'in Felix'e ulaşmasını engelliyordu.

"Felix, kapıyı aç yalvarırım."

Öğürme sesleri artıyorken Hyunjin endişeli bir şekilde tuvalet kapısının önünde Felix'i, bebeğini bekliyordu.

"H-hyunjin.."

Kesik seslenişten sonra tekrardan güçlü bir öğürme sesi geldi.

"Felix, lütfen. Şu kapıyı aç. Bırak yardım edeyim."

Kapıyı hızlıca açmaya çalışan Hyunjin'in telaşı Felix'i geriyordu.
Hyunjin kapıyı deliler gibi zorlamaya başladı. Yumruklarını kapıya savuruyordu. Kapı neredeyse kırılacakken kilitin açılma sesiyle narin bir beden tuvaletten çıktı.

Kapıyı hafifçe aralayan Felix kendini Hyunjin'in kollarına bıraktı. İkili birlikte kapının önüne çöktüler.
Hyunjin önündeki küçük bedeni sararken ellerini saçlarına yerleştirdi.

"Geçti bebeğim.. geçti."

Hyunjin'in kucağında titreyen Felix yorgun gözlerle elleri saçlarında olana baktı.

Göz altlarındaki morluklar neredeyse yüzünü kaplayacak derecede artmıştı. Kızarık gözleri, titreyen çenesi, ele gelen kaburga kemikleri..

Hyunjin kucağında duran Felix'i sıkıca kendine bastırdı. Felix yüzünü güvende hissettiren o vücudun göğsüne gömdü. Üzerinde hissettiği sıkı kollar mide bulantısını unutturmaya yetiyordu. Gözyaşlarına hakim olamadan ağlamaya başladı, hıçkırıklar içinde.

Hyunjin ağladığını hissettiği minik bedeni iyice kendiyle bütünleştirdi. Kollarıyla onu iyice sarmışken saçlarına minik öpücüklerini bıraktı. Ardından kafasını onun kafasına yasladı. Çöküp kaldıkları tuvalet kapısının önünden Felix'i kucaklayıp bir hamlede ayaklandı.

Yorgun olan kendini onu tutan kollara daha fazla bırakmıştı. Gözlerini açmaya mecali bile yoktu, vücudunu taşımayada.

Hyunjin taşıdığı bebeğini hafifçe yatağa yatırdı. Kollarını ondan ayırmak için hareketlendi.

"Hyunjin, burada kal."

Kollarını ayırmadan yavaşça Felix'in yanına kıvrıldı.

"Buradayım bebeğim. Yanındayım."

Dudaklarını Felix'in saçlarında gezdirmeye devam etti. Uzun kollarının arasına giren bedenin boynuna gömülmesine izin verdi.

Yanına yatmış olan iri bedene sıkıca sokuldu Felix. Yanında onun olduğunu hissetmek istiyordu. Tahriş olmuş boğazı konuşmasını zorlaştırsada, denedi.

"Hyunjin.."

Hyunjin dudaklarını onun saçlarından çekmeden konuştu.

"Efendim?"

Felix derin bir nefes aldı.

"Ben düzeleceğim değil mi..?"

Sonlara doğru sesi titreyen Felix ağlamamak için gözlerini sıkıca kıstı.

Hyunjin dudaklarını Felix'in saçlarından çekip çenesini tuttu. Felix'in kendisine bakmasını sağlamıştı. Burnuna ufak bir öpücük kondurdu ve çenesini tuttuğu ellerini yanağına yerleştirdi. Hafifçe okşuyordu.

"Gözlerime bak."

Felix gözlerini yavaş yavaş araladı. Karşısında duran portreden farksız gözlerin en içine bakıyordu.

Hyunjin Felix'in göz kapaklarını narince öptü.

"Korkma Yongbok.. Her şeyi seninle birlikte atlatacağımıza söz veriyorum. Benim kollarım her zaman seni saracak bebeğim, tamam mı? Ağlamana dayanamıyorum."

Hyunjin bunları söylerken gözlerinden bir damla yaş aktı.

Felix ellerini Hyunjin'in yanaklarına yerleştirdi.

"Sende ağlama."

Boğuk sesi Hyunjin'e huzuru tattırmaya yetiyordu.

Felix hafifçe gözlerini kapattı. Okyanustan farksız aldığı koku eşliğinde uykuya dalmak, Hyunjin'in sıcak nefesini hissetmek istiyordu.

Hyunjin Felix'i izlerken, yanındaki uykuya çoktan kapıları aralamıştı bile.

--

anorexia, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin