beni duyabiliyor musun?

1.9K 218 65
                                    

Yerde yatan narin bedene baktı.
Gözleri beyaza bürünmüş, çilleri solmuş olan bedene.

Hafif vuruşlarını yüzünde gezdirdi.

"Uyan."

Ses yok.

"Uyan."

Ses yok.

"UYAN YONGBOK."

Minik beden titriyordu.

Felix.. üşüyordu?

Kucağında taşıdığı Felix'e baktı. Nefesleri hızlı, gözleri sabit değil, titriyor.

Ruhu içinden sökülüp alınmış gibi bakıyordu. Bebeği kolları arasında neredeyse kriz geçiriyordu.

"BEBEĞİM UYAN."

Hyunjin Felix'i lavabonun başına götürdü.

Yüzünü soğuk suyla yıkıyordu.

"FELİX YALVARIRIM UYAN.."

Ağlayan ses Felix'i uyandırmaya çalışıyordu.

"Uyan.."

Hyunjin'in sesi kısılıyordu.

"Uyan.."

Felix yanında uyuyan Hyunjin'e baktı. Hyunjin kafasını iki yöne çevirerek tek bir şey sayıklıyordu.

"Uya-"

Felix kabus gören Hyunjin'e bir öpücük bıraktı.

"Buradayım Hyunjin.. Buradayım. Korkma."

Hyunjin yüzünde hissettiği öpücükle yataktan fırladı. Termelişti, korkmuş bir şekilde etrafina baktı.
Gözlerinin önüne onu izleyen Felix'i gördü.

Uzun kollarını Felix'e doladı.

"Çok korktum Felix.."

Ağlıyordu.

Felix onu saran bedene kendi sarılışını ekledi.

"Korkma bebeğim, buradayım. Tam dibinde."

Küçük öpücüğünü Hyunjin'in boynuna bıraktı. Akan gözyaşlarını minik parmaklarıyla sildi.

"Sakın ağlama."

Hyunjin sarıldığı ufak bedenin burada olduğunu hissettiği her saniyede daha sıkı sarıldı.

"Sakın beni bırakma.."

Felix Hyunjin'in gözlerine baktı.

Ellerini Hyunjin'in saçlarına koymuş, okşamaya başlamıştı.

"Seni bırakmayacağıma dair yemin ederim."

Hyunjin'in yumuşacık saçları parmakları arasında kayboluyor gibiydi.

"Sen benden nefret ettiğini söylemediğin sürec-"

"Sana deliler gibi aşığım Felix."

Felix'in hızla belini kavradı. Kolları en sıkı halindeydi. Bırakmak istemiyordu. Üzerindeki bu bedenden, kaybolmak istemiyordu.

"Benden gitme."

Hyunjin dudaklarını Felix'in suratında gezdiriyordu.

"Sakın."

Sesi titremeye başlamıştı.

"Sakın gitme."

Ağlıyor.

Alınları birbirlerine dayanıyordu.

Hyunjin'in gözünden akan yaşlar üzerine düşüyordu. Gözlerini kapalı tutuyordu.

"Hyunjin."

Hyunjin kapalı olan gözlerini açıp Felix'e baktı. Açtığı zaman yanağına süzülen gözyaşıyla birlikte kızaran yanaklarıyla Felix'in gözlerini izledi.

Dip dibe duran ikilinin yüzleri arasındaki mesafe santimetre cinsinden sayılmaya yeterdi.

Felix, mesafeyi yok etti. Dudaklarını buluşturduğu dudaklara verdiği öpücükten sonra gözlerini onlara dikti.
Felix iki elini karşısındakinin iki yanağına yerleştirdi. Yavaş yavaş okşamaya başladı.

Hyunjin'in içine dolan karıncalanma hissi gözlerini kapatmasına sebep oldu.

"Ağlamıyorsun. Tamam mı? Yoksa gözlerini öpmek zorunda kalacağım."

Felix hafifçe güldü. Minik parmakları hala Hyunjin'in yanağında geziyordu.

Hyunjin, Felix'in gülüşüyle gözlerini açtı. Karşısında duranın gülümsediği zaman yukarı kıvrılan dudakları dünyası olmuştu bile.

Hafifçe burnunu çekti.

"Öpmen için ağlamaya devam mı etmeliyim-"

Felix dudaklarını Hyunjin'in göz kapaklarıyla buluşturdu.

"Hayır."

Alınlarıyla birlikte burunları birbirine değiyordu.

Felix gülümsemesini düşürmeden devam etti.

"Seni her zaman öperim."

Yanağını ufacık öptü.

"İstediğim her zaman."

Yanaklarını okşayan ellerini Hyunjin'in boynuna yerleştirdi. Kafası ise üzerinde olduğunun göğsündeydi.

Kalp atışlarını dinliyordu.

"Çok hızlı."

Hyunjin göğsüne yatan Felix'in saçlarını okşuyordu.

"Hm?"

"Kalbin."

Hyunjin hafifçe güldü.

"Sen yapıyorsun."

Felix sırıtmaya başladı.

"Ne demek ben yapıyorum?"

"Kalp ritmimi bozuyorsun anlasana."

Göğsüne yatanı hafifçe kaldırdı. Burnuna öpücük kondurarak konuşmaya devam etti.

"Seni çok seviyorum."

Karşılık verdi.

"Seni çok seviyorum."

Felix, gözlerini kapattı.

"Çok seviyorum."

Tekrarlıyordu.

"Ölürcesine."

Tekrar.

"Seviyorum."

Gözlerini aralayıp Hyunjin'in gözlerine baktı.

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum."

"Seni seviyorum.."

--


anorexia, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin