uyan

1.4K 185 54
                                    

“FELİX UYAN.”

Tokat darbeleri.

“UYANSANA FELİX HADİ.”

Çınlıyor.

“FELİX YALVARIRIM UYAN.”

Kısık.

“UYAN.”

Kısılıyor.

“LÜTFEN FELİX HADİ.”

Soğuk.

“FELİX.”

Ağlayan bir ses.

“Lütfen uyan..”

Kucakladığı minik beden ile hastanenin yolunu tuttu. Hissettiği şey korkudan başka bir şey değildi. Korkuyordu. Deliler gibi korkuyordu. Kucağındakiyle birlikte adım adım gidiyordu. Çillerine baktı. Son kez bakıyormuşcasına. Neden en kötü ihtimalleri düşünüyordu? Neden olumsuz düşünceleri yıkamıyordu? Yürüdüğü yolun farkında olmadan yürüyordu. Bebeğini kurtarmak adına yürüyordu. Korktuğu şeyi yaşamak içini ürperten bir tokat darbesinden farksızdı. Dudaklarını kucağındaki narin bedenin yüzüyle buluşturdu.

“İyi olacaksın Felix.”

Bu söylediğine gerçekten inanıyor muydu? Bebeğinin iyileşeceğini dile getirirken kalbi neden “hayır” diye sayıklıyordu? Korkunçlaşıyordu. Gördüğü manzara korkunçlaşıyordu. Kalbinin araladığı kapılar kitleniyor gibi içini eritiyordu. Hayatını onun için yok sayacak kadar sevdiği bebeğini kaybedeceği düşüncesi tüm bedenini sardı.

“H-Hhh-hyunji-”

Kucağında durduğu iri bedene en sıkı şekilde kollarını sardı.

“Geçecek bebeğim lütfen dayan.”

Sesi titriyordu. Düşüncelerinin uzaklaşmasını sağlayan o derin ses gözlerindeki yaşların aşağıya doğru süzülmesiyle birleşti. Hastane git gide uzağa gidiyor gibiydi. Adımlarını hızlı şekilde atsa bile yetişemediğini hissediyordu. Kucağındaki bedenin bilincinin dengesizliği Hyunjin'i çok korkutuyordu. Bir öpücüğünü daha ufak çillere bastırdı. Daha doyamadığı bebeğinin bu hale gelmesi onu delirtiyordu. Göz yaşları gözlerinden kaçmak istercesine retinasını zorluyordu. Büyük adımları daha ne kadar hızlanabilirdi? Hastane neden bu kadar uzak kalıyordu? Tüm bunlar beyninde dolanırken kucağındaki beden hareketlendi. Kollarını onu tutanın boynuna iyice kenetledi. Kafasını boynuna gömdüğü sırada konuşmak için yeltendiği belli oluyordu.

“Nereye gidiyoruz?”

Baygın gözlerini açmaya çalışıyordu. Ancak kilitlenmiş olan göz kapakları biraz olsun aralanmıyordu.

“Korkmana gerek yok. Her şeyin düzeltileceği yere gidiyoruz Yongbok..”

Saçlarına öpücüğünü bıraktığı sırada kucağında olanın kendini tamamen bırakışına tanık oldu. Boynuna kenetlenmiş kolları kendini aşağıya doğru sallandırırken kafası geriye doğru yatmıştı.

İşte şimdi bitti

Koşmaya başladı. Hastane neredeyse 200 metre uzağındaydı. Koştukça hastane kapısı görüş alanına giriyordu. En büyük adımlarını önündeki büyük hastaneye doğru adımladı.

“Hyunjin sanırım kusacağım..”

--

anorexia, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin