bırakmayacağım.

3.1K 278 179
                                    

Birlikte yatmalarının üzerinden saatler geçti. Hyunjin hala Felix'in çillerinde kaybolurcasına onu izliyordu. Üzerindeki ufaklığın hareketleri Hyunjin'i gülümsetmişti. Minik bir yavru kediden farksız, Hyunjin'in göğsünde geriniyordu.

Hafif bir yutkunmadan sonra Felix gözlerini araladı. Üzerinde durduğu bedendeki tanıdık kokuyla yüzünü onun boynuna gömdü.

Hyunjin hafifçe gülerek Felix'in saçlarını karıştırdı. Tam ellerini çekeceği sırada Felix Hyunjin'in ellerini tutup tekrardan saçlarına yerleştirdi.

"Biraz daha."

Hyunjin gülümseyerek Felix'in yanağını öptü. Yüzündeki hafif gülümsemeyle bebeğinin saçlarını okşamaya devam ediyordu. Yanı başındaki telefonundan saate baktı. Saat 18:21 olmuştu bile. Felix'in yemek yemesi gerekiyordu. Yemek yerken çektiği acıları görmek istemiyordu.
Fısıldadı.

"Bebeğim."

Felix kafasını hafifçe yerinden oynattı.

"Efendim."

Sesi uykuluydu.

Hyunjin kafasını Felix'in kafasına yasladı.

"Kalkmamız gerekiyor."

Felix gözleri kapalı bir şekilde kaşlarını çattı ve kafasını olduğu yerden kaldırdı.

"Nedenmiş?"

Hyunjin bu görüntüye dayanamadan burnuna ufak bir öpücük bıraktı.

"Yemek yemen gerekiyor.."

Sonlara doğru sesi kısılan Hyunjin Felix'ten gözlerini ayırmıyordu.

Felix bir anda gözlerini açtı. Neredeyse Hyunjin'e bana bunu yapma der gibi bakıyordu. Gözlerinin dolacağını burnunun ucunun yanmasıyla birlikte anladı.
Gözlerini hafif ama hızlı bir şekilde kırptı ve olduğu yerden doğruldu. Hyunjin ise peşinden Felix'in yaptıklarını tekrar ediyordu. Yataktan hızlı bir şekilde kalktı. Gözlerine inen siyah göz perdesiyle birlikte bacaklarının onu kaldırmayaşına yenik düştü.

Hyunjin karşısında gördüğü manzarayla birlikte bağırdı.

"FELİX?"

Bir çırpıda yataktan çıkıp Felix'i kafasını vurmadan tuttu. Felix'in gözleri kayıyordu.

"Ah, çok açsın Felix."

Felix bilincini kaybetmemişti, etrafında duyduğu seslere hakimdi. Ancak gözünün önündeki o perde çekilmiyordu.

Hyunjin Felix'i kucağına alıp mutfağa doğru yürüdü.
Yavaş bir şekilde onu sandalyeye oturttu. Geniş mutfaktaki sarı loş ışığın seviyesini biraz yükselttikten sonra Felix'in yanına oturdu.

"İyi misin bebeğim?"

Felix titreyen ellerini saklamaya çalışıyordu.

"İyiyim Hyunjin.. merak etme."

Hyunjin Felix'in ellerine baktı. Huzursuz bir yüz ifadesi suratını sararken Felix'in iki elini, kendi iki eliyle kapladı.

"Bekleyelim biraz ne dersin?"

Felix onaylarcasına başını salladı.

Hyunjin Felix'in ellerini dudaklarına yakınlaştırdı. Minik öpücüklerini Felix'in minik elleriyle buluşturdu.

"Daha fazla beklemeden yemek yemelisin."

Hyunjin ayaklanırken Felix Hyunjin'in bileklerini tuttu.

"Hyunjin.. ben çok korkuyorum."

anorexia, hyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin