"Jimin,
biliyorum bu, bu hafta sana gönderdiğim üçüncü mektup ama seninle konuşmak o kadar rahatlatıcı ki... Seninle sürekli konuşabiliyor olmak çok güzel.
Jimin, senin de söylediğin gibi mektuplarımı tek başıma yazıyorum artık gerçi sen anlamışsındır zaten, gerçekten çok zeki biri olduğunu düşünüyorum, yanılmadığıma da eminim.
Umarım bu kadar mektuptan sonra benden bıkmazsın, çünkü ben yaptığım her şeyi sana anlatmayı ve senin de bana anlatmanı çok seviyorum. Bana iyi geliyorsun, sayende artık babamla kavga etmiyoruz üstelik, bana daha fazla ısrar etmeyeceğini ve hayalim doğrultusunda ilerlememe yardımcı olacağını söyledi. Ve biliyor musun çizimlerimi çok beğendi. Annem hâlâ doktor olmamı istiyor ama o da beni destekleyeceğini söyledi.
Jimin, son mektubunda annenle aranın kötü olduğunu söylemiştin, sorun nedir? Anlatmak ister misin? Sana her zaman destek olacağım, üzülmeni engellemek için elimden ne gelirse yapacağım. Söz veriyorum güzel Jimin, benimle beraber mutlu olacaksın.
Jimin, düşünüyorum da. Acaba Seul'e gelsem, görüşme şansımız olur mu? Seni görmeyi çok istiyorum. Ama mektuplaşmayı da çok seviyorum bu yüzden numaranı istemiyorum senden. Sence de böylesi çok daha özel değil mi?
Jimin, gönderdiğin kitabı bitirdim. Bilinmeyen Bir Kadının Mektubu... gerçek bir şaheserdi. Tek taraflı bir aşkı, bir kadının aşkını bir erkeğin bu kadar güzel işlemesi beni oldukça şaşırttı açıkçası, ben her zaman erkeklerin benim gibi biraz daha sığ varlıklar olduğunu düşünmüşümdür.
Belki senin zevkine uymayabilir ama ben de sana bir manga göndereceğim mektubumla beraber, böylece birbirimizin zevklerine daha aşina oluruz hm?
Yoongi hyungumdan çiçeklerin anlamlarıyla ilgili bir kitap ödünç almıştım bu arada, bulması zor oluyor ama artık gönderdiğin çiçeklerle anlatmaya çalıştığın şeyleri anlayabiliyorum, Jimin.
İyice öğrendiğimde ben de sana çiçekler göndereceğim. Senin gibi güzel çiçekler.
Şimdilik hoşça kal Jimin,
Senin, Jungkook"***
Jimin, Jungkook'un mektubunu alır almaz cebine koyup işine kaldığı yerden devam etti, bir an önce ev işlerini bitirmeli ve odasına çıkıp cevap yazmalıydı.
Bulaşıkları yerleştirdi, pişirdiği yemekleri kontrol edip ocağı söndürdü ve masayı anne ve babasına göre hazırladı. Bundan sonrasını annesi hallederdi zaten bu yüzden doğruca odasına gitti.
Çalışma masasına geçip oturduktan sonra mektubu alıp özenle açtı. Okurken içi kıpır kıpır olmuştu. Jungkook onu görmese bile ona güzel Jimin diyordu ve bu Jimin'in çok hoşuna gidiyordu.
Jungkook'un kendi üslubu biraz daha kaba da olsa yine de aslında o kadar da kaba biri değildi.
Hemen bir kağıt çıkarıp yazmaya başladı.
"Jungkook,
Bana istediğin kadar mektup gönderebilirsin, ben de seninle konuşmayı çok seviyorum. Seninle iletişim hâlinde olmak bana zevk veriyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LOVE POEM|JİKOOK
FanfictionJimin Seul'de yaşayan bir lise öğrencisiydi Jungkook ise Busan'da yaşıyordu. Bir gün okullarının her öğrencinin bir mektup arkadaşı olmasına karar vermesiyle tanıştılar ve ilişkileri böyle başladı.