2.Bölüm

933 150 93
                                    

“Sevgili Jimin,

kararsızlıktan yaptığım kabalığı umuyorum ki mazur görmüşsündür, ben de seninle tanışmış olmaktan ve seninle iletişim kurmaktan çok memnunum. iyi olmana çok sevindim, gerçekten. Yazdığım ilk mektubun acemiliğinden sonra bunun daha tatmin edici ve içten bir mektup olmasını umarak başlıyorum mektubuma. Ne hoş ki aynı yaştayız,”

“Taehyung bu sence de fazla kasıntı olmadı mı ya?” Diye söylendi Jungkook. Tamam ondan kibar olabilmek için yardım istemişti ama bu kadarı da abartı gibi geliyordu.

“Sen sus, kereste. Yazmaya devam et sadece.” Dedi ellerini arkasında birleştirip bir şair edasıyla odada yürürken.

Jungkook somurtarak yazmaya devam etti.
“Ne hoş ki aynı yaştayız, ben de ailemin tek çocuğuyum bu yüzden iyi bir evlat olmak istemeni anlayabiliyorum.”

“Ama Taehyung anlamıyorum ki ben onlarla hep kavga ederim.”

“Doğru, o zaman ekleme yapalım.”

“ama ne yazık ki ebeveynlerimle pek iyi anlaşabildiğim söylenemez, her zaman beni çok şımarık yetiştirdiklerinden şikayet ederler.

Ve tabii ki sana kendimi tanıtmaktan rahatsızlık duymam, video oyunları oynamayı, çizim yapmayı, hayvanlarla vakit geçirmeyi çok severim. Arkadaşlarım hayatımda büyük bir yer kaplarlar, bu yüzden olsa gerek attığım her adımdan haberleri olur. İnsanların harika olduğuna dair söylediklerine rahatsız olmamanı umarak ben de yorum yapmak istiyorum; ne yazık ki senin gibi insanların harika olduğunu düşünmüyorum Jimin-sshi, bizler kusurlu varlıklarız, üstelik bu kusurları kendimiz seçiyor ve çoğu zaman kendimiz yaratıyoruz. Nefrette bu kusurların en büyük örneği olabilecek nitelikte bir şeydir bana kalırsa.

Sevgili Jimin, pek kitap okuyan biri olmasam
da senin tavsiyelerinle kitap okumayı seninle okuduğum kitapların tahlilini yapmayı çok isterim, umarım bana kitap tavsiyesinde bulunma inceliğini gösterirsin. Şimdiden çok teşekkür ederim ve iyi bir hafta geçirmeni diliyorum.
                                      Sevgilerimle, Jungkook.”

Yazmayı bitirdikten sonra kafa kafaya verip yazdıklarını şöyle bir gözden geçirdiler.

“Bence çok güzel oldu,”dedi jungkook

“Seninle aynı fikirde olacağım hiç aklıma gelmezdi ama bence de güzel oldu “ dedi Taehyung da.

“Niye benimle aynı fikirde olmayacakmışsın ki?” diye sordu Jungkook.

“E salaksın çünkü,”diye yanıtladı Taehyung da, bu bir güreşin başlangıcına sebep olan cümleydi.

Jungkook’un enerjisini atması için gönderildiği dövüş sanatları kursuna onun zoruyla katılan Taehyung ve Jungkook arasında bir dövüş başladı. Birbirlerine düşmanmış gibi saldırıyor asla acımadan vuruyorlardı, ama sorun değildi antrenman oluyordu.

Birbirlerinin darbelerinden sıyrılıyor tekrar saldırıya geçiyor sonra tekrar kaçıyorlardı. Bir süre böyle dövüştükten sonra bir anda birbirlerinin saçlarına asıldılar, ve birbirlerine bağırmaya başladılar.

“Bıraksana be saçlarımı!” dedi Taehyung

“Adi pislik önce sen çektin sen bırak!”diye karşılık verdi Jungkook.

"Ne dedin sen bana?!" diyerek sesini iyice yükseltti Taehyung hemen arkasından da onlara bir şeyler hazırlamak için yanlarından ayrılan Yoongi'ye seslendi. "YOONGİ HYUNG! JUNGKOOK YİNE KÜFÜR ETTİ!"

"Bittin sen!"dedi Jungkook ona.

Onlar hâla birbirlerinin saçlarını çekerken birkaç dakika sonra odaya Yoongi girdi, elindeki atıştırmalık folu tepsiyi kenara bırakıp ikisinin de kulaklarını tutup birbirlerinden ayırdı.

LOVE POEM|JİKOOKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin