11. BÖLÜM

2K 398 331
                                    

Hatamı Dansa Kaldırdım / Kendimden Hallice

🎲

Yavaş adımlarla Furkan'ın bağdaş kurduğu şömine önündeki beyaz Shaggy halıya ilerlediğinde Deniz'in yüzünde adamınkini dumura uğratmanın verdiği muzip bir gülümseme vardı. Onun kalkmasına fırsat vermeden yanına oturdu.

"Bademciklerin falan sorun çıkarmaz umarım. Hangisini istersin?" Deniz bir sağ bir sol elini ona doğru sallıyordu.

Seçimi ona bırakacak kadar adil olmasına mı sevinse gördüklerini gözlerinin ona oynadığını oyun mu sansa kararsızken rastgele bir tanesine uzandı. Deniz sağ elindekini yalamaya başlayınca Furkan yan yana yerde oturmalarını sorgulamamıştı bile. Elindeki dondurma, usul usul külaha meylederken şaşkınlığını gizleyemeden bambaşka bir şey sordu.

"Bu mevsimde Erzurum'da dondurmayı nereden buldun?"

"Niye bulamayayım, ilkbahardayız."

"Bu dediğine gerçekten inanmıyorsun, di mi?"

Deniz attığı içten kahkahanın ardından dondurmasının eriyen kısmını büyük bir iştahla yaladı ve külahından da bir ısırık alarak sabahtan beri başarıya ulaştırmak için dört döndüğü olayı anlatmaya başladı.

"Bir pastane sahibinden rica ettim. Hani şu merkez camiinin orada var ya bir tane. Daha en az iki ay dondurma satışına başlamazlarmış. Dedim bir idam mahkumunun son isteğini yerine getiriyormuş, tefecinin eline düşen birinin borcunu ödeyerek ölüm fermanını kaldırıyormuş, yemezse pipisi şişecek ya da düşecek bir çocuğa yapıyormuş gibi düşün abi dedim."

Furkan'ın Deniz'in saydıkları içinde en yakın olduğu kişi yüksek ihtimalle pipisi düşecek çocuktu. Dudaklarını birbirine bastırarak gülmemek için uğraş veriyordu ancak eriyen dondurmadan bir damla pantolonuna düşünce neredeyse tamamını ağzına soktu. Ve Deniz susmamıştı.

"Adam yapmaya itiraz etmedi aslında, sadece toptan malzeme aldıkları için meğer elinde malzeme yokmuş. Gittim, ne malzeme lazımsa kendim aldım verdim. Yapımını da izledim, çok zor değil aslında. Sadece onlardaki makineler fazla profesyonel. Eve alamam."

Ben sana alırım diyemezdi. Diyemedi. Diyeceği günlerin hayali, zamanı geldiğinde parlamak için düş deposunun en kuytu köşesinde demlenirken, hala elinde tuttuğu dondurmayı yalamanın imkansızlığı ile bunu mümkün kılan deniz gözlü kadına demek istedikleri arasında gidip geliyordu Furkan.

"Ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Bunun üzerine koyacak herhangi jest var mı ondan bile emin değilim."

"Karşılık bekleyerek yapmadım ki! Herhangi bir yarışmada değiliz. Birbirimizi tanımaya çalışırken böyle ufak nüansların ortamı kızıştırması yeterli." Derken göz kırptı Deniz.

"Ortamın kızıştığına emin olabilirsin. Çaban öyle kıymetli ki, sırf ben birkaç top dondurma yalayayım diye sabahtan beri koşturmuşsun."

"Hah! Birkaç top mu? Malzemeden kaçmadım herhalde. Böylece bizi iki ay kadar idare edecek dondurma stoğumuz oldu."

"Dahası da mı var?"

"Elbette var. Aldığım mahleple bir kilo dondurma çıktı. Canın ne zaman çekerse sana yalaman için hazırlarım."

Furkan dilini dudaklarında yapışkan bir his bırakan dondurma kalıntıları üzerinde gezdirirken hayretle açılmış gözlerle dediği yeterince erotik değilmiş gibi istifini bozmadan katır kütür külahı ısıran kadına baktı. Onu böyle gördükçe, dondurma niyetine tüm bedenini yalama dürtüsü yetince baskınken dilinin ucundakini daha fazla tutması mümkün olmadı.

Deniz'in Sesi (RAFLARDA)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin