Redd / Sen Kendinde Ol Yeter
Rengin sararmış, derdin ne?
Bir haller olmuş sana yine
Bırak gün yanından geçip gitsin
Yarın sansını yeniden denersin
Gözün kararmış olur böyle
Yine de dönüp bakma geriye
Bırak yıldızları kayıp gitsin
Yarın başka bir dilek dilersin
Ah sen kendinde ol yeter
Ah sen kendinde ol yeter
Karanlık çökmüş temiz kalbine
Kanın azalıyor terk edildikçe
Bırak aşkları yaşanıp bitsin
Yarın daha çok sevilirsin
Ah sen kendinde ol yeter
Ah sen kendinde ol yeter
Ah sen kendinde ol yeter
Ah sen kendinde ol yeter
Ah sen kendinde ol yeter
Ah sen kendinde ol yeter
🌊🌊🌊🌊🌊
Alaçatı'nın şirin bir Ege köyü olduğu yıllarda doğmuştu Deniz. Elit bir turizm merkezi haline gelmeden ve Azrail'in ona görünmesini beklediği o andan yirmi iki yıl önce, annesinin böbrek rahatsızlığı için yıllarca gördüğü tedaviden sonra, ailesinin evliliklerinin altıncı yılında...
Evlenene dek dört mevsim nefes alan, yaşayan dar sokaklarında yirmi yıl boyunca dur durak bilmeden koşturmuş, cumbalı taş evlerin altındaki esnafın güler yüzleriyle, cömertlikleriyle ellerinden beslenmişti. Değişmeyen bir şey varsa o da, zamanın getirdikleriyle dahi Alaçatı'nın tasarım dükkanlarıyla ve otantik mekanlarıyla her daim onun yuvası olmasıydı. Hem doğduğu hem doyduğu yer, taşların koynunda büyümüş çiçekleriyle ne tarafa dönseniz görsel ve duyusal bir şölen sunardı. Rengarenk begonvil, nergis, mimoza, sümbül kokularıyla sarhoş olurdunuz.
Bir de içerek sarhoş olunurdu.
Deniz duyduğu sesle irkildiğinde henüz ölmediğini anlamıştı. Öteki hayata geçişte kolaylık sağladığını varsaydığı memleketinin görüntülerinden onu alıkoyan da bu sesti. Bir an kalbinin gümbürdediğini sandı ancak o her zamankinden daha sessizdi. Kışın karın altına gömdüğü, yaz gelip karlar eridiğinde de gömdüğü yeri unuttuğu bir yerde... Ancak ses kesilmedi. Kapı çalıyordu. Açacak gücü olabilseydi... Kanat takıp uçabilseydi...
Buradayız.
Bir süre sonra zil sustu. Ağır çelik kapıda anahtar dönmesi gibi bir ses duyduğuna ihtimal vermek istese de içinde yaşama tutunmaktan vazgeçmeyen bir parçasının ona oynadığı oyun sandı bu durumu. Tüm duyuları bir olmuş ona kurtuluşu vaat ederek alay ediyordu. Ama sonra adının seslenildiğini duydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz'in Sesi (RAFLARDA)
פרוזהDeniz ve Emre çocukluk arkadaşıdır. Her yaz Deniz'in memleketi Alaçatı'da buluştukları bir ay onların tüm yıl sabırsızlıkla bekledikleri, kalan kırk sekiz haftayı geçirmelerine yetecek kadar enerji depoladıkları, birbirlerine sırlarını, hayallerini...