Ogeday: Nisa ben çok özür dilerim.
Ogeday: Düne dair tek bir şey dahi hatırlamıyorum.
Ogeday: Ama sana attığım mesajları gördüm.
Ogeday: Bir de aramışım galiba.
Nisa: Bir daha olmazsa iyi olur.
Ogeday: Söz, olmayacak.
Ogeday: Bir daha kendimi o kadar dağıtmayacağım.
Nisa: Bu arada arayan bendim.
Ogeday: Nasıl?
Ogeday: Sen mi aradın beni?
Ogeday: Merak mı ettin beni yani?
Ogeday: Gerçekten mi?
Nisa: Yüzündeki o gülümsemeyi sil.
Nisa: Senin yerinde kim olsa aynı şeyi yapardım.
Ogeday: Yine de beni merak ettin.
Ogeday: Bu şu an benim mutlu olmam için yeterli.
Nisa: Ne yapmak istiyorsan onu yap.
Ogeday: Seni görmek istiyorum.
Nisa: O biraz zor işte.
Ogeday: İstanbul'a döndün sonuçta.
Ogeday: Bu koşullar altında gayet kolay.
Nisa: Aynı şehirde olmamız buluşacağımız anlamına gelmiyor.
Ogeday: Konuşup sorunlarımızı halletmemiz lazım.
Ogeday: Sana ne dediklerini bilmiyorum ama.
Ogeday: Sence dedikleri gibi olsa bu kadar ısrar eder miyim?
Nisa: Edersin tabi.
Nisa: Neden etmeyesin?
Nisa: Bunları yapan onu da yapar.
Ogeday: Ne yapmışım?
Ogeday: Onu söyle bari tam olarak.
Nisa: Yoo.
Nisa: Sen anlat asıl beni nasıl kandırdığını.
Nisa: Bana seni seviyorum derken nasıl sesinin titremediğini anlat.
Nisa: Beni öperken, bana dokunurken aklına kimlerin geldiğini anlat.
Ogeday: Nisa sen ciddi misin?
Ogeday: Bunlardan şüphe etmen çok saçma.
Ogeday: Makbule sana seni aldattığımı mı söyledi?
Ogeday: Ben seni seviyorum.
Ogeday: Bana inanmayan seni, ben hâlâ seviyorum.
Ogeday: Buna inanmış olman beni ne kadar kırdı haberin var mı?
Ogeday: Yarışmada Mert'in yaptıklarını biz seninle beraber anlatmadık mı Sude'ye?
Ogeday: Her şeyi göze alarak yaptık bunu.
Ogeday: Sadece Sude üzülmesin diye yaptık.
Ogeday: Beni şimdi o eleştirdiğim şeyi yapmakla suçlayamazsın.
Ogeday: Mert'le beni bir tutamazsın.
Ogeday: Bunu yapamazsın bana.
Nisa: Mert'ten bir farkın yokmuş demek ki.
Nisa: Sadece ben farklı olduğunu zannetmişim.
Ogeday: Nisa yapma...
Ogeday: Her şeyi öğrenince çok pişman olacaksın.
Ogeday: Böyle şeyler söylersen geri dönülmez bir yola gireriz.
Nisa: Geri dönmek istediğimi kim söyledi?
(Görüldü)
Ogeday evde volta atmaya başladı. Sebepsiz yere suçlanmak artık canına tak etmişti. Tanıdığı insanları arayarak Makbule'nin numarasını istedi. Nihayet bulduğunda beklemeden Makbule'yi aradı.
"Makbule ben Ogeday." dedi telefon açıldığı gibi.
"Ne yüzle beni arıyorsun ya!" diye bağırdı telefonun ucundan Makbule. Ogeday yüzünü buruşturarak telefonu kulağından uzaklaştırdı.
"Makbule sakin olur musun önce? Nisa'ya anlattığın şeyler hakkında konuşmamız lazım."
"Anlat bakalım yalanlarını." dedi Makbule tripli bir şekilde.
Ogeday derin bir nefes aldı. Nisa'nın tribi bitmiş şimdi de Makbule'ninki başlamıştı.
"Ben zaten yapmadığım için bir şey anlatmakla uğraşmayacağım. Senden tek bir şey istiyorum. O çektiğin fotoğrafı atar mısın?"
"Hayır." dedi Makbule net bi şekilde.
"Makbule bak. Ben yarışmadan elendikten sonra başbaşa olarak sadece ablamla buluştum. Büyük ihtimalle ablamla olan fotoğrafımızı çektin. Şu an ilişkimizi boşu boşuna bitiyorsun."
"Tamam atıyorum. Ama Nisa'dan önce beni ikna etmen lazım." dedi Makbule.
"Ederim Makbule. Yeter ki at şu fotoğrafı." dedi Ogeday sıkıntıyla.
"Tamam, atıyorum." dedi Makbule tekrardan ve Telefonu kapattı. Kısa süre sonra gelen fotoğrafı açtı.
Ogeday ablasını beklerken gördüğü kişi karşısında resmen şok oldu. İşte bunu beklemiyordu...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crawlin' back to you • ognis
ContoCrawlin' back to you Ever thought of callin' when You've had a few? 'Cause I always do Maybe I'm too Busy bein' yours To fall for somebody new Now, I've thought it through Crawlin' back to you So have you got the guts?