Nisa koca gece boyunca o koltukta tek başına oturdu. Aklından geçen tek şey kendini nasıl affettireceği oldu.
Saat sabah 5 olmuştu. Nisa'nın gözüne gram uyku girmemişti. Gözlerinin içi ağlamaktan kanlanmış ve çevresi ise şişmişti. Nisa orta sehpada duran arabasının anahtarına baktı. Zihninde ne kadar özür dileme planı yaparsa yapsın asla plana sadık kalamayacağını biliyordu. O yüzden anahtarını alarak evin kapısından çıktı. O an evin anahtarını almadığı aklına geldi. Umursamadı. Üzerindeki avokado desenli kısa pijamalar da umrumda değildi. Şu an tek istediği Ogeday'ı görmekti.
Nisa arabasına bindi. Yolu çok uzun değildi ama yine de radyoyu açtı.
Crawlin' back to you
(Sürünerek sana geri dönüyorum)
Ever thought of callin' when
You've had a few?
(Kafan kıyak olduğunda aramayı hiç düşündün mü)
'Cause I always do
(Çünkü ben öyle yapıyorum)
Maybe I'm too
(Belki ben de fazlasıyla...)
Busy bein' yours
To fall for somebody new
(Yeni birine aşık olmaktansa senin olmakla meşgulüm)
Now, I've thought it through
(Artık enine boyuna düşündüm)
Crawlin' back to you
(Sürünerek sana geri dönüyorum)
So have you got the guts
(O halde cesaretin var mı)Sözleri hafifçe mırıldandı. Evet şu an sürünerek sana dönüyorum diye geçirdi içinden. Herkese ve her şeye rağmen...
Arabasını Ogeday'ın evinin önüne park etti. Sessiz adımlarla apartmana doğru ilermeye başladı. Aylardır gelmemesine rağmen unutmadığı o yolu düşünceli bir şekilde tamamladı. Elini zilin üzerine getirdi. Zile bastığı an kapıyı Ogeday açacaktı. Ogeday'ı o kadar özlemişti ki. Onu aldattığını ve kandırdığını düşündüğü zamanlarda bile onu sevmekten vazgeçmemişti. Hatta hâlâ onu sevdiği için kendine çok kızmıştı. Ama şu an durum çok farklıydı.
Aniden gelen bir cesaretle zile bastı. Beklemeye başladı. Ogeday'ın uykusu ağır değildi. O yüzden zili duymamasına imkan yoktu. Ama yine de evinde olmayabilirdi. Bu düşünce ile Nisa'nın bedenini endişe sardı. O kadar düşünmeden gelmişti ki buraya. Kapıyı açmazsa ne yapacağını düşünmek bir yana açarsa ne diyeceğini de bilmiyordu.
Anahtar çevirme sesini duyunca Nisa'nın kalp atışları hızlandı. Elleri titremeye başladı. Kapı yavaşça açıldı. Uykudan yeni uyanmış ve saçları dağılmış olan Ogeday gözlerini kaşıyarak esnedi. Hâlâ karşısındaki Nisa'nın farkına varmamıştı.
Nisa elini hafifçe havaya kaldırdı. "Günaydın." dedi çekingen çıkan sesiyle. Çekingenliği Ogeday'dan değil de daha çok vereceği tepkidendi.
Ogeday Nisa'nın sesini duyunca gözlerini kocaman açtı. İşte şimdi uykusundan eser kalmamıştı. Beklemediği bu kişi karşısında önce şaşırdı. Ardından Nisa'nın üzerindeki oldukça açık ve ince pijamaları görünce onu kolundan tutarak içeri çekerek kapıyı kapattı. Nisa ne olduğuna anlam verememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crawlin' back to you • ognis
Cerita PendekCrawlin' back to you Ever thought of callin' when You've had a few? 'Cause I always do Maybe I'm too Busy bein' yours To fall for somebody new Now, I've thought it through Crawlin' back to you So have you got the guts?