Ogeday: Nisa.
Ogeday: Makbule sana tam olarak ne söyledi?
Ogeday: Gerçekten bir şey yapmadım ve ne dediğini de bilmiyorum.
Ogeday: Bunu bana söylemen lazım.
Nisa: Ne yaptığını çok iyi biliyorsun.
Nisa: Asla söylemem.
Nisa: Düşünürken bile midemi bulandırıyorsun.
Nisa: Bir de o şeyleri kendi elimle klavyeye yazamam.
Ogeday: Nisa sana yalan diyorum hepsi.
Ogeday: Sinirden kendimi parçalayacağım şimdi.
Ogeday: Ne hale getirdiler bizi ya.
Nisa: Bizi sen bu hale getirdin.
Nisa: Bunun affı yok.
Nisa: O yüzden uğraşma.
Ogeday: Uğraşacağım.
Ogeday: Bir suçum olmadığını sana kanıtlayacağım.
Ogeday: Ama ondan sonra ne olur hiç bilmiyorum.
Ogeday: En yakın arkadaşın tabiki yalan söylemez sana. Makbule'yi ben de tanıyorum.
Ogeday: Ama bu işin içinde başka bir iş var.
Ogeday: Her ne olursa olsun gelip benimle konuşman gerekiyordu.
Ogeday: Çünkü benim sana açıklayamayacak tek bir şeyim dahi yok.
Ogeday: Eğer en başta bir şey demeden benden ayrılmak yerine gelip bana anlatsaydın
Ogeday: Şu an bu durumda olmazdık.
Nisa: Eğer en başta gelip senden ayrılmasaydım
Nisa: Seni gördüğüm ilk yerde yüzüne tükürürdüm.
Nisa: Aslında senden ayrılmam düşündüklerim arasında en masum olanıydı.
Ogeday: Sana her şeyi kanıtladığımda
Ogeday: Tüm bu dediklerin için pişman olacaksın.
Ogeday: Umarım işte o zaman her şey için çok geç olmuş olmaz.
Nisa: Bu dediklerinin yaşanacağını zannetmiyorum.
Ogeday: Zannetmiyorsun ama istiyorsun.
Ogeday: Bu dediklerim gerçek olsun istiyorsun çünkü beni hâlâ seviyorsun.
Ogeday: Çünkü beni hâlâ unutamadın.
Ogeday: Ama tüm bunlara rağmen dediklerimin yalan çıkmasını isteyen bir yanın daha var.
Ogeday: Çünkü dediklerim doğruysa kendine kızacaksın.
Ogeday: Bunu istemiyorsun çünkü bana kızmak daha kolay.
Ogeday: Sorgula Nisa.
Ogeday: Öğrendiğin bilgileri sorgula.
Ogeday: Çünkü ben de bir insanım.
Ogeday: Senin sorgulamadan kabul ettiğin şeyler yüzünden ben de etkileniyorum.
Ogeday: Sen başka bir adam yüzünden dağıldığında yanında seni desteklemek için ben vardım.
Ogeday: Ama şimdi benim yanımda sen yoksun.
Ogeday: Hatta yetmezmiş gibi beni bu hale getiren de yine sensin.
Ogeday: Ben buna rağmen hâlâ sana kendimi açıklamaya çalışıyorum.
Ogeday: Ama lütfen sen beni anladığında çok geç olmasın.
Ogeday: Çünkü bir gün her şeyi anlayıp pişman olduğunda geri dönebilecek ve af dileyebilecek bir Ogeday bulamayabilirsin.
(Görüldü)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crawlin' back to you • ognis
Cerita PendekCrawlin' back to you Ever thought of callin' when You've had a few? 'Cause I always do Maybe I'm too Busy bein' yours To fall for somebody new Now, I've thought it through Crawlin' back to you So have you got the guts?