Makbule ısrarla kapıya hızla vurmaya başladı. Gözleri dolu doluydu. Yaptığı şey o kadar büyüktü ki... Kendini en yakın arkadaşına nasıl affettireceğini düşünmekten başka bir şey dönmüyordu zihninde.
Nisa uykulu gözlerle kapıyı açtı. "Ne var ya?"
"Nisa! Çok çok kötü bir şey oldu." dedi Makbule göz yaşları gözlerimden firar ederken.
Nisa Makbule'nin ağladığını fark ettiği gibi kollarını ona sardı. En yakın arkadaşının bir damla göz yaşına dahi tahammülü yoktu.
"Kuzum gel içeri, anlat. Ne oldu?" dedi Nisa hemen. Makbule ile sarılarak içeri geçtiler ve koltukta karşılıklı bir şekilde oturdular.
"Nisa... Hani sana Mert'le hiç görüşmedik demiştim ya. Yalandı o." dedi Makbule ve suçlu gözlerini Nisa'dan kaçırdı.
Nisa hiddetle ayağa kalktı. "Ne? Seni benim gözümün önünde Sude ile aldatan o adamla görüştün mü? Nasıl yaparsın bunu ya? Hadi kendine saygın yok, bana da mı saygın yok! O adam tüm kameraların önünde aldatan kendisi olmasına rağmen beni suçlu göstermek için elinden geleni yaptı!"
"Nisa... Otur lütfen. Daha bitmedi." Makbule'nin titreyen sesi yine Nisa'nin kalbine dokundu. Bu kadar yumuşak kalpli olmak istemese de elinden bir şey gelmiyordu. Nisa yeniden yerine oturdu. Sakinleşmek için derin bir nefes aldı.
"Devam et."
"Mert yarışma finalinden bir hafta önce beni aradı. Konuşmak istediğini söyledi. Ben ilk önce reddettim. Ama sonra Nisa ile alakalı diyince kabul etmek zorunda kaldım."
Nisa duydukları ile şaşırmıştı. Mert kendisiyle alakalı Makbule'ye ne söylemiş olabilirdi ki?
"Ne yalanlar anlattı sana?" dedi yine sinirine hakim olamayarak.
"Hani sana yarışma bittikten ertesi gün bir fotoğraf gösterdim ya. Ogeday ve bir kadın sarılırken..."
Fotoğrafı hatırlayınca sertçe yutkundum. Fotoğraf gözümün önünden gitmiyordu zaten.
"Evet." dedi Nisa devam etmesi için.
"Sana onu benim çektiğimi söylemiştim. Ogeday döndüğünde ilk bu kızla buluştu demiştim. Hatırlıyor musun?"
"Evet." dedi Nisa sinirle. Bunları gayet de net olarak hatırlıyordu.
Sevgilisinin aslında dışarıda başka bir sevgilisi olduğunu öğrendiği günü nasıl unutabilirdi ki. O günü unutsa bile hissettiği o hayal kırıklığı ve kalp acısı uzun süre geçecek gibi değildi.
"Aslında onları bana Mert anlattı. O fotoğrafı da Mert çekmiş. Bana o gün onları gösterdi. Bana karşı doğruculuk oynayan Ogeday aslında bu dedi." Makbule yine ağlamaya başlamıştı.
Nisa şokla gözlerini kapattı. Bunun tam olarak ne anlama geldiğini anlamaya çalışıyordu. Nisa bu fotoğrafa sadece en yakın arkadaşı şahit olduğunu söylediği için inanmıştı. Bunları söyleyen Mert'se... Siktir!
"Ne diyorsun sen ya?" dedi Nisa da dolan gözlerini engelleyemeyerek. "Neden bana yanlış anlattın o zaman? Her şeyi geçtim o adama nasıl inanırsın sen?"
"Mert öyle diyince ona inandım çünkü böyle bir konuda yalan söylemez diye düşündüm. Elinde fotoğraf da vardı. Eğer sana Mert söyledi deseydim, inanmazdın. Ogeday'a kanarsın diye düşündüm. Ben de benim çektiğimi söyledim o fotoğrafı." Makbule'nin gözünden akan yaşlar artık tüm yüzünü ıslatmıştı.
"Makbule, sen..." dedi Nisa ve daha fazla devam edemedi. Eğer yapabilseydi sen ne yaptın diyerek hesap soracaktı. O gücü kendinde bulamadı.
"Nisa, yalanmış. O fotoğraftaki kız eski sevgilisiymiş Ogeday'ın. Ben... Ben çok büyük bir hata yaptım."
Nisa olduğu yerde kaldı. Gözlerini dahi kırpmıyordu. Aklından onca düşünce geçiyordu. Ogeday ona anlatmak istemişti. Ogeday her şeye rağmen onu bırakmamıştı. Ama Nisa yine her şeyi bok etmişti.
"Makbule, git evimden!" dedi Nisa son gücüyle bağırarak. Eliyle kapıyı gösterdi.
Nisa'nın iyi niyetinin de bir son kullanma tarihi vardı en nihayetinde. Nisa yarışmada herkes tarafından yanlış anlaşılma riskini göze alarak arkadaşını savunmuştu Mert'e karşı. Sırf Makbule'nin adı duyulmasın diye ekran önünde tek bir kelime anlatmamıştı. Anlatamadığı için de her seferinde oradakiler tarafından suçlu ilan edilmişti. Nisa arkadaşı için bu kadar şeyi göz önüne alırken Makbule'nin yaptığı kabul edilemez bir şeydi. Niyeti ne olursa olsun...
Nisa hiçbir zaman kendisine saygısı olmayan bir kadın olmamıştı. Sevilmediği ve istenmediği yerde hiç bulunmamıştı. Ogeday'ın onu sevmediğini hissetse zaten çoktan ilişkisini bitirirdi. Ogeday aksine ona iyi geliyordu. Ya da gelmişti. Artık Ogeday'ın kendisinin yanında olmak istemeyeceğini düşündü Nisa. O kadar ağır laflar söylemişti ki Ogeday'a. Oysa Ogeday'ın hiçbir şeyden haberi yoktu. Bu düşünce Nisa'nın kalbinin üzerine büyük bir yük olarak oturdu. Nisa kendisini asla affetmeyecekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
crawlin' back to you • ognis
Kısa HikayeCrawlin' back to you Ever thought of callin' when You've had a few? 'Cause I always do Maybe I'm too Busy bein' yours To fall for somebody new Now, I've thought it through Crawlin' back to you So have you got the guts?