ALACALI İDDİA (+18)

Genç kadının elinde hayali bir silah vardı ya kendisini vuracaktı ya da kurbanını. Düşündü biraz. Başından beridir o çekici adamı istiyordu. Onu her gördüğünde tüyleri ürperiyor ve dudakları alev alev yanıyordu.

Kendisinden başkasının ona dokunacak olma ihtimalini tilkilerin gezip durduğu aklından geçirmek dahi istemiyordu.

Genç kadın fazlasıyla hırslıydı. Gözüne kestirdiği o adamı elde edeceğinden şüphe yoktu.

Yanmakta olan sigarasından uzunca bir duman çekti. Bu hareketi ona kendisini iyi hissettirdi. Sigaranın pamuksu arka kısmında kırmızı rujunun lekesini gördü. Son kez sigaranın dumanını içine çektikten sonra daha bitmesine çok olan sigarasını yere attı ve vazgeçilmezi olan topuklu ayakkabısının topuğuyla ezdi. Üzerine sinen izmarit kokusunu önemsemeden yaşadığı şehre tepeden baktı. Gecenin kör kuytusunda burada olmasının sebebi adamı elde etmenin yollarını aramaktı. Bulacaktı da, kendi ayaklarıyla ona gelecekti.

Bu alacalı iddianın tek galibi olacaktı. İki mağlubu asla değil.

Üzerindeki deri ceketi çıkardı ve sadece kırmızı braletiyle öylece durdu. Soğuğu hissetmek istiyordu. Soğuk yerine elde edeceği adamı hissetmek isterdi ama onun da sırası gelecekti.

Kırmızı ruj bulunan dudaklarını yaladı ve cebinden çıkardığı son model telefonuyla kurbanın fotoğraflarının bulunduğu galeriyi açtı. Adamın çıplak vücuduna ve karın kaslarına bakarken neredeyse ağzı sulanmıştı. Daha önce çok adamla birlikte olmuştu hepsi ne kadar zor olsa da hepsini elde etmişti. O, kendine çekici gelen her erkeği arzu eden bir kadındı. Bu adam da kendine oldukça çekici ve enfes geliyordu. Tadına bakmak istiyordu.

Telefonunun ekranını kapattı ve planlarını kurmaya başladı. Aklındaki tilkiler ona bir şeyler fısıldıyordu o da karşılık vermekten zevk alıyordu.

Oturduğu bankta uzun bacaklarını üst üste getirdi ve deri ceketinin iç cebinden küçük viski şişesi çıkardı. Biraz rahatlaması gerekiyordu. Normalde rahatlaması gereken zamanlarda kendine bir kurban çeker sabaha kadar tatmin olana kadar sevişirdi. Seks sırasında kontrolün onun altında olmasına bayılırdı. Bir iddiaya girene kadar daha kendisine başka kurban seçememişti. Oysaki tutkulu bir kadındı.

Viski şişesini tekte bitirerek gözlerini yumdu. Gevşediğini hissetti. Daha fazla gevşemesi için kurbanlarından birisinin kafası onun bacaklarının arasında olması gerekirdi. Bu saçma hallerinden vazgeçerek rehberinde kayıtlı rastgele bir numara çevirerek kurbanlarından birinin evine gitmesi için sözleşti. Tamamen gevşemesi gerekiyordu bunun en iyi yolu da çekici bir erkeğin kucağında doruk noktalarına ulaşmaktan geçerdi.

Ayaklandı ve son kez ışıkların birbirine girdiği şehre baktı. Herkesin aksine bulunduğu şehri seviyordu. Ne kadar anne ve babası boşanıp ayrı ülkelere gitseler de doğup büyüdüğü bu şehirden ayrılamamıştı.

Kaskını takıp motorunu çalıştırdı ve telefonuna gelen konuma doğru sürmeye başladı.

İddiaya hedef gösterdiği kurbanını avına almak için planlarını aklında kurmaya devam ediyordu.

Ya o ağa kapılıp avcısına yem olacaktı ya da avcısını avlayacaktı.

Ava giden avlanacak mıydı yoksa, avına yaklaşamadan çoktan avcı mağlup mu olacaktı?