12

3.1K 30 11
                                    


"Baba geleceğinden haberim yoktu. Olsaydı seni daha iyi şekilde karşılardım," dedikten sonra Owen babasının değişen yüz ifadesini kendisine hayıflandığını anladı.

Oysaki Bay Aniston, karşısında Juno'yu görmenin verdiği gerginle yüzü kireç gibi olmuştu.

"Baba, Clark tatil için yanıma geldi. Onu tanıdın değil mi?" Owen sorusuyla Bay Aniston kendine gelmeye çalıştı. Sonra gözleri Clark'ı buldu ve yüzüne sahte ama samimi gibi görünen gülümseme yerleştirdi.

"Clark ne kadar da güzel bir kız olmuşsun. Seni zor tanıdım." Diyerek kollarının arasına Clark'ı alırken sıkıca sarıldı. Juno'ya bakmamaya çalışıyordu adam.

"Sizi gördüğüme çok sevindim Bay Aniston. Hiç değişmemişsiniz hâlâ eski fitliğiniz ve gençliğinizle karşımda duruyorsun." dedi gülerek Clark. Juno ise Clark'ın yapmacık iltifatlarına karşı gözlerini devirdi.

"Teşekkür ederim Clark," dedi Bay Aniston. Sonra gözleri Juno'yu buldu. "Siz kimsiniz peki?"

Juno adamın sorusuyla öylece kaldı. Onu tanımazlıktan gelmesi hem kendisi için hem de adam için bir avantajdı. Oyunu bozmadan devam etti.

"Ben Owen'ın sınıftan arkadaşıyım. İsmim Juno Henderson." diyerek elini uzattı Juno. Owen'ın bu gerçeği bilmemesi gerekiyordu.

Adam, kendisine uzatılan eli tuttu. O geceyi hatırladı. Karşısındaki kız, onu farklı âlemlere götürürken nasıl altında inlediği gözünde canlandı. Büyük eli, genç kızın dolgun göğüslerinde gezerken aldığı zevk sanki damağında kalmış gibiydi.

"Tanıştığıma memnun oldum." dedi Bay Aniston.

"Ben de," diyerek tanışma faslını kısa kesmeye çalıştı Juno.

Clark, "Owen gidiyoruz değil mi?" diye tekrardan ricasını yineledi. Owen ise yeniden girdiği çıkmazda ecel terleri dökmekteydi. Juno gözünün içine içine bakıyordu.

Owen derin bir nefes verdi. "Clark başka bir zaman gitsek olur mu? Juno'yu yalnız bırakamam." Dediğinde ise Juno içten içe güldü. Clark yine kaybetmişti.

Clark omuzlarını düşürdü, Juno yine yapmıştı yapacağını. "Peki." dedi Clark. "Başka zaman gideriz."

"Juno'nun nesi var?" diye girdi araya Bay Aniston. İlgiyle genç kıza bakıyordu. Onu yeniden gördüğü için sevinmişti fakat bu evdeki varlığı her an kendisi için tehlikeydi.

"Halsizlik var üstünde baba, onu yalnız bırakamam." Owen babasının sorusuna cevap verirken Juno'nun yanına gidip elini tuttu.

"Siz isterseniz gece çıkıp eğlenebilirsiniz, Juno da evde dinlenir. Ben göz kulak olurum. Kötüleşirse eğer doktor çağırırım eve." Bay Aniston'un teklifi ile Juno gerildi. Bu teklife tek cazip bakan kişi ise Clark'tan başkası değildi.

"Bence güzel fikir," dedi Clark beklenti dolu gözlerini Owen'a çevirdi. "Sen ne dersin?"

Owen çıkmaza girmekten yorulmuştu. "Juno karar versin." diyerek topu genç kıza attı.

Juno kesinlikle bu adamla tek kalmak istemiyordu. "Owen, senin yanımda olman daha iyi hissettirir beni. Lütfen yanımda kal."

Owen ise Juno'yu kırmadı. "O halde evde kalıyoruz. Başka bir güne kaldı artık."

"Ben yukarıya çıkıyorum Owen, biraz uzanmak istiyorum." dedi Juno. Owen ise başını sallayıp onaylarken Juno kaçarcasına merdivenlere tırmanıyordu. Odaya girip arkasından kapıyı örttü aceleyle. Sıkı sıkıya aldığı nefesiyle yatağa attı kendini. Ne yapacağını hiç mi hiç bilmiyordu. Owen'ın babasıyla yatmıştı ve bundan haberi yoktu. Nerden bilebilirdi ki? Kartvizite bakmamıştı bile, belki baksaydı soyadından öğrenebilirdi ama lanet olsun ki bakmamıştı.

ALACALI İDDİA (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin