Lise son sınıfta olan Juno Henderson'un sınıfına çekici ve onun cezbedici güzelliğini umursamayan yeni bir çocuk gelir.
Her erkeğin üzerinde etki sahibi olmaya devam eden Juno, yeni gelen çocuğu da etkisi altına alabilmek için uğraşlara girmeye baş...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
JUNO HENDERSON
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
OWEN ANİSTON
🍷
Juno gözlerini kırpıştırırken kolundaki serumun ağırlığını hissediyordu. Yine hastane odasındaydı. Dün yaşanan olay aklında belirirken uzandığı yerden ayaklanmaya kalkıştı.
"Bayan Henderson, lütfen yerinizde durun. Hâlâ kendinizde değilsiniz." Kendisini uyuran hemşireye ters ters baktı genç kız.
"Ben gayet kendimdeyim," derken vücudu aksini söylüyordu. Odada kendisiyle birlikte tek hemşire vardı. "Owen nerede?" diye sordu. Ne yani onu bu halde bırakıp gitmişti miydi?
"Öyle birini tanımıyorum Bayan Henderson."
"O," derken yutkundu. "O gerçekten beni bırakıp gitti mi?" Gözyaşları çoktan gözlerinden taşarken kolundaki seruma yeltenerek çıkarmaya kalkıştı. Bu işin peşini bırakmayacaktı.
"Hanımefendi ne yaptığınızı zannediyorsunuz? Lütfen serumu kolunuzdan çıkarmaya çalışmayın." Hemşire ise Juno'nun kolundan tutmaya çalışıyordu.
"Bırak beni!" diye bağırdı Juno. "Ben Owen'ın yanına gideceğim. Sana beni bırak dedim."
Hemşire ise Juno'nun serumu sökmeye çalışmasına bir son vermesine sevinirken derin bir nefes verdi. Hastaların sinir haline alışması gerekiyordu. "Bayan Henderson serumunu çözmeye çalışıyordu."
Owen şaşkın gözlerle Juno'ya baktı. "Sen ne yapamaya çalışıyorsun?" derken kızın yanına yaklaştı sonra hemşireye baktı. "Siz çıkın. Juno'nun yanında kalacağım."
