İlk Gün

283 23 2
                                    

Media/ Tania

Keyifli okumalar...

Güneş gözlerimi istila ederken elimle engellemeye çalışıyordum. Dışarısı bunaltıcı sıcaklıkta yüzlerce öğrenciyi rahatsız ediyordu. Kimse halinden memnun değilken Bayan Gabriella sonunda kürsüye çıkmış, bizi daha fazla bu durumda bırakmadan konuşmaya başlamıştı.

"Hepiniz hoş geldiniz. Bir yılı daha birlikte geçireceğiz. Yeni öğrencilerimiz için kısa bir açıklama yapacağım: Tanrı gücü taşıyanlar ilgili eğitimcilerden ders alacak, tamamen tanrı olanlar iki şekilde eğitimine devam edecek. Her ırk için belirli eğitimcilerimiz mevcut." Bayan Gabriella'nın arkasına dizilmiş onlarca öğretmeni eliyle işaret ederek tekrar bize döndü. "Yeni yılınızda başarılı olmanız dileğiyle." diyerek sözlerini bitirdiğinde herkes derin bir nefes verdi. Konuşması kısa olsa da güneşin altında dinlemek bizi bunaltmıştı.

"Unutmadan..." dağılmaya başlamış öğrenciler Bayan Gabriella'nın sesiyle eski yerlerine geçti. "Eğitimci listesi giriş panosuna asıldı, dersiniz yarım saat içinde başlayacak." Çoğu kişi önceden okulda olduğu için sınıfının yerini biliyordu. Sienna'yla birlikte panoyu kontrol ederek sınıfımı öğrendim.

"Bay Martin..." Eğitimcimin adını kendi kendime tekrar ettim. "Geçen yıl Melez Kampı'nda değil miydin, Sienna?" dedim kendi sınıflarımıza yönelirken. Panoyu kontrol etmesi, sınıfını ve eğitimcisini bilmediğini düşündürmüştü. Bu soruma bıkkınlıkla nefesini verdi.

"İki tanrının kızı olmanın dezavantajları." Hem Afrodit'in hem de Ares'in güçlerini kullanmayı öğrenmek zorundaydı. Hoş, bence asla Ares'in özelliklerini taşımıyordu. Bu özellik sadece Caleb'da olmalıydı.

Kendi sınıfımın önüne geldiğimde Sienna'ya uzaktan el sallayıp iyi dersler diledim. Sınıf fazla kalabalık değildi, bu hoşuma gitmişti. Tamamının Zeus'la bir şekilde bağlantısı olduğu aklıma geldiğinde öğürmemek için kendimi tuttum. Tek kişilik boş yerlerden birine oturup diğerleri gibi Bay Martin'i beklemeye başladım.

Çok geçmeden elindeki kalın kitaplarla içeri giren eğitimcimiz, beklediğimin aksine çok suratsızdı. Öyle ki, günaydın deme zahmetine bile girmemişti. Yaşını almış ve bodur biriydi. Yaşından dolayı gereksiz huysuzluğu olduğunu tahmin ettim.

"Eğitimciniz benim, küçük Zeus'lar." Kendi kendime göz devirdim, samimiyetsizliği her kelimesinin altında hissediliyordu. "Aramıza yeni katılmış ve önemli biri var." Benden bahsettiğini düşünerek yerimde rahatsızca kıpırdadım. Hemen arkamdaki sırayı işaret ettiğinde, arkamda oturan kestane rengi saçları ve mavi gözleri olan çocuk ayağa kalktı. Bay Martin'in beni kast etmemesine sevinmiştim.

"Herkese merhaba." dedikten sonra bakışları doğrudan beni buldu. Gözlerinden anlamlandıramadığım bir ışık geçtiğinde, gözlerimi kısıp dikkatle dinlemeye devam ettim. "Ben Heracles, Zeus ve Hera'nın oğluyum." Eliyle beni işaret ederek bakışlarını tüm sınıfta gezdirdi. "Ve sevgili kız kardeşim, Brielle."

Bana yaptığı hitap tarzına sinirlensem de sınıfta, özellikle Bay Martin'in yanında olay çıkarmak istemedim. Kim olduğumu tanıtmak, haddine değildi. Ağzımı açıp bir şeyler söyleyecekken Bay Martin'in araya girmesiyle tekrar kapattım.

"Öyle mi? Bize kendini tanıt Brielle." Heracles'e alaylı bir bakış attıktan sonra üzerimi düzelterek ayağa kalktım.

"Herkese merhaba." dedim, sevgili erkek kardeşimi (!) taklit ederek. Gözlerini kısarak bakmaya başladığında yavaş yavaş amacıma ulaştığımı anladım. "Ben Brielle. Zeus'un kızıyım." Bunu, dile dökmekten nefret etsem de Heracles'e iyi bir ders vermeden susmak pek beni yansıtmazdı. "Sevgili erkek kardeşim. Benimle övünmeye bayılır, bu nedenle kusura bakmayın, ilk kendim tanıtmak isterdim."

Zeus'un KızıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin