Eskiyen boyasını üzerinde zar zor taşıyan duvarların alnına oturtulmuş o tabelaya bakmaya uzuvları alışsada yüreği, hatıraları bu soğuk yapının gölgesine gölge olmayı kabullenemiyordu. Bulunmak değildi mesele, içinde bıraktığıydı.
-Hadi abla gidelim.
Usulca koluna giren Elifin gözyaşlarını tutuşuna hayret ediyordu lakin ona bu vaziyetini soracak durumda değildi. O soğuk duvarlara emanet ettiği kişiye kendisi ne kadar yakınsa Elif de o kadar yakındı.
Bu durumdan olacakki içinde bir yerlerde insanın ne kadarda nadide bir yaratılışa sahip olduğunu tekrar idrak etti. Aynı kandan, aynı candan olan iki insanın olaylara bakış açısı ve onları karşılama şekli birbirine zıt denecek kadar farklıydı. Ve buna şaşırmakla birlikte hayran da kalıyordu. Ardından yürüdüğü bu çetrefilli yolda ona bir yoldaş nasip ettiği için de ayrıca hamd ediyordu.
-Gidelim Elif.
Üç dolmuşunun geçmek üzere olduğunu ikisi de anlamış olacakki adımlarına telaş karıştı. Elif telaşına eşlik etmeye çalışan düşüncelerini sürekli aklından atma mücadelesi veriyordu. Bir yandan da ablasına hissettirmemek çabasıyla boğuşuyordu. Karmakarışık aklına yorgun düşmüş yüreği söz dinlemiyordu. Bunda ablasına söylemesi için ortaya çıkıp duran vicdanının parmağı olduğunu biliyordu. Bu vakte kadar ondan bir şey sakladığını bilmiyordu o yüzden de bu rahatsız edici vaziyete zor katlanıyordu.
Dolmuş sokağın kıvrımındaki durakta durmuş bir sonraki durakla arasında. 2 dk var ya da yoktu. Telaşlı görüntüsünü paltosuna saklamak isterdi ama mümkün değildi. Bir an önce ablasına söyleyerek Şehnaz 'ın yanına gitmeliydi.
- Abla
-Efendim Elif
-Abla ben sana demeyi unuttum.
-Neyi Elif?
-Şehnaz la buluşaktım. Bekliyor beni Derslere gidemiyorum diye bana notlarını verecek. Nolur nolmaz alayım hem biraz da sohbet ederiz ne dersin
- Tamam keşke daha önce deseydin bekletmezdin kızı.
- Olsun abla anlayışla karşılar o.
Ve dolmuş durağa o puslu havayı andıran sesiyle yanaştı. Tıklım tıklım ikilemesinin çoo yakıştığı bu görüntüde kendine bir boşluk bulmaya çalışan Esma bir an da ne olduğunu anlamadan Elifin sarılmasıyla sendeledi.
- Ablacım, seni çok seviyorum. ( Beni affet demeyi de çok isterdi oysa.)
- Şaşırdın mı Elif! Düşüyordum az daha.
Elifin yarı saklı bakışlarını anlamlandıramayan Esma çok üstelemedi ve kardeşine sarıldı."Ben de seni seviyorum küçük kıvırcığım." diyerek kendisinden önce dolmuşa binen yaşlı adamın arkasından yerini aldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAPAN
General FictionEline tuttuğu sapana bir yabancıya bakar gibi baktı, neden elinde olduğunu sorgulamaya başladı . Karşıda devasa görünümüyle onu her daim büyüleyen yabani hurma ağacında yer etmiş kuşlara odaklandı . "Ben napıyorum." " Neden burdayım. " birbirine...