2

490 47 29
                                    


Rahatsız koltuklarda 5 dakikada olsa gözünü kapattı genç adam. Üşüdüğü için kollarını kendine sarmıştı hemen sağ tarafında stresli bir şekilde dudaklarını kemiren başka biri vardı. Birinin eşi, diğerinin en yakın arkadaşı şu an parmaklıklar ardında suçsuz bir şekilde tutuluyordu. Kanıtlar yetersizdi ama polisler bu işin peşini öyle kolay bırakmayacaktı. Yan tarafında rahatsızca kıpırdanan bedene baktı Changbin üşüdüğünü görebiliyordu kollarını kendine sarmış güçsüz bir şekilde küçücük sandalyeye kıvrılmıştı. Üstündeki hırkayı çıkardı, gözlerini devirerek sıska bedenin üstüne bıraktı hırkayı.

"İnatçı keçi." Diye söylendi sessizce. Koridorda bir kıpırdama olunca dikkatini oraya verdi. Polisler kendi aralarında bir şeyler konuşurken bir tanesi dikkatlice Hyunjini süzdü. Changbin önce kaşlarını çattı sonra polisle göz göze geldi. İnatlaşırcasına gözlerini polisten çekmezken polis onlara doğru adımladı. Hyunjin her şeyden habersiz rahatsız bir uyku içindeydi. Polis yanlarına geldiğinde Changbin ayağa kalkıp ona doğru baktı.

"Bang Hyunjin?" Dedi soru sorar bir şekilde. Changbin çatılmış kaşlarıyla karşısındaki bedeni süzdü. Üniforması içinde yapılı görünen kasları vardı. Saçları kahverengi açık bir buğday tene sahipti. Polis memuru Changbinin arkasında duran bedene baktı.

"Bang Chan'in eşi siz-"

"Hayır ben arkadaşıyım eşi o." Dedi Changbin uyuyan bedeni işaret ederek.

"Uyandırmanız gerekiyor onunda ifadesi alınacak." Changbinin konuşmasına izin vermeden arkasında duran odaya gitti. Genç adam buna göz devirirken arkasında rahatsızca uyuyan kaşları çatılmış Hyunjine seslendi.

"Hyunjin hadi uyan." Yavaşça kolarından onu sarstığında Hyunjin gözlerini kırpıştırdı.

"Ne? Çıktı mı Chan nere-" heyecanla sorduğu soruları tamamlamasına izin vermeden konuştu Changbin.

"Hayır daha çıkmadı ama seninde ifadeni almaları gerekliymiş." Hyunjin üstünde duran hırkaya bakarak ayağa kalktı Changbine uzatacaktı ama elleriyle geri itti onu genç.

"Giy bunu hasta olacaksın." Hyunjin itiraz etmeden üstüne geçirdi hırkayı daha sonra Changbinin ona gösterdiği odaya doğru yürüdü kapıyı çaldı 'gir.' Komutunu duyunca içeri adımladı. Geniş odada göz gezdirirken masada oturan polis ile göz göze geldi. Masanın üstü bir yığın dosyayla doluydu ve bir kaç tane kedi fotoğrafı vardı masanın üzerinde duran isimlikte 'Başkomiser Lee Know' yazıyordu.

"Otur lütfen Hyunjin." Dedi Lee Know. Hyunjin onun adını bilmesine şaşırmadı sonuçta o bir polisti yavaşça sandalyeye otururken meraklı gözlerle polisi süzmeye devam etti. Buğday teni, kahverengi saçları saçları ile uyumlu gözleri vardı. Uniformasına rağmen çok sert bir görüntüsü yoktu ya da bunu şu an gösterniyordu. Elindeki dosyaları düzeltip ayağa kalktı ve Hyunjinin karşısındaki bedene baktı.

"Sana bir kaç soru soracağım ve dürüst olacağını düşünüyorum." Dedi Lee Know dudaklarını yalarken. Dikkatlice karşısındaki bedene bakıyordu. Sarı saçları vardı ve gözlerinde mavi lensler vardı uykusuzluktan dolayı göz altları hafif kızarmış göz altlarının hemen bitiminde bir beni vardı.

"Dürüst olacağım ama önce eşimi görmek istiyorum." Dedi kararlı bir şekilde saçlarını düzeltirken Hyunjin. Lee Know güldü.

"Bende kedilerimi görmek istiyorum ama bak eşin yüzünden buradayım."

"Son zamanlarda eşinde fark ettiğin değişiklikler var mıydı?" Düşündü Hyunjin eşinin eve geç gelmeleri hatta bazen sadece sabah gelip bir saat içinde evden çıkması... Ona karşı ilgisizliği belkide bu sebepten diye düşündü.

MarriedHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin