'Bazı kısımlar homfobi içermektedir' (maalesef) iyi okumalar.
Sonuna kadar çektiği yorganı dış kapının kapanma sesiyle açtı Hyunjin. Bu ilk yalnız kalışı değildi ilk yalnız ağlayışı değildi. 2 aydır hep yalnızdı zaten. Evlendiklerinde hiç böyle düşünmemişti Hyunjin yalnız ağlayacağını düşünmemişti özellikle. Ağlamaktan kızarmış burnunu çektiğinde somunda yataktan çıkacak gücü buldu kendinde. Bu evden çıkması gerekiyordu bir an önce hemde biraz daha tek başına ağlamaya devam ederse hiç iyi şeyler olmayacaktı. Kendini odadan çıkmaya zorlarken üstüne hiç bir şey almadan sadece telefonunu cebine attı anahtarı nerede bilmiyordu bile. Karanlık sokakta hızla yürümeye devam ederken gittiği yerin hiç bir önemi yoktu. İçindeki öfke, hüzün, hayal kırıklığıyla yürüyordu genç adam. Önüne düşen sarı saçlarını elleriyle hızla iterken gözünden akan yaşları umursamıyordu. Aşık olduğu adamın ondan günden güne uzaklaşmasını düşünüyordu kendinde hata bulmaya kusur bulmaya çalışıyordu ama onun bir hatası yoktu. Belki çok sevgi bunaltmıştı onu? Ya da Hyunjinin çok fazla üstüne titremesi.
"Artık beni sevmediğini kabul edemiyorum." Dedi fısıltıyla Chan'in onu duymasını istiyordu belkide. Üstüne düşen yağmur damlalarını aldırmadan yoluna devam etti... Sonunda sahil kenarına ulaştığında kendini banka fırlattı. Yüzünü elleri arasına aldı. Bebek meselesini düşündü gerçekten bir bebeği ya da bir çocuğu olsun çok isterdi Hyunjin. Aklına Chan'in ailesine evleneceklerini söyledikleri gün geldi. Hatırlamak istemediği hatıralar gözü önüne gelirken kaşlarını çattı.
Chan sevgilisinin elini güven verircesine sıkıca tutmuştu. Onun buradayım yanındayım deme şekliydi bu. Birazdan söyleyeceği şeylerle kıyamet kopacaktı belkide. Chan mutlulukla yürümeye devam ederken Hyunjin durdu.
"Chan söylemesek mi?" Dedi endişe ile. Chan bugun bunu 10. Kez duyuyordu.
"Hyunjin sorun yok. Bana güvenmiyor musun?" gözlerinin içine baktı. Güven verircesine elini tekrar kavradı. Hyunjin sıkıntıyla nefes verirken olabilecekleri çoktan biliyordu.
"Chan sana tabi ki güveniyorum ama-"
"Aması yok."
"Korkuyorum." Dedi Hyunjin. Chan sevgilisini kolları arasına alıp sıkıca sardı. Korkusunu anlıyordu Chande korkuyordu ama bunu belli etmemeye çalışıyordu. Sevgilisinin saçlarına güven verircesine öpücükler kondurmaya devam etti Hyunjin mümkünmüş gibi daha da sardı onu.
"Korkmuyorsun çünkü ben yanındayım." Hyunjin duyduğu kelimelerle sevgilisinin gözlerinin içine baktı. Ne olacağını bilmiyordu başlarına neler geleceğinden haberi yoktu ama Chan yanında olduğu sürece o da bundan korkmuyordu. Sevgilisinin elini sıkıca tuttu ve emin adımlarla eve doğru yürüdüler. Kapıya geldiklerinde Chan sesli bir nefes aldı...
Hyunjin onun elini daha çok sıkakrken gülümsedi. Sonunda evin kapısı açıldığında babasıyla göz göze geldi Chan, babası önce ona sonrada karşısında duran ikilinin sımsıkı tuttuğu ellerine baktı. Gözlerini devirerek salona adımladı. Hyunjin şimdi daha çok gerilmişti...
Salonda gergin bir hava hakimken Hyunjin resmen halı desenini ezberliyordu. Kafasını kaldırmamaya yemin etmiş gibi halıya bakıyordu. Chan yanında otururken onunda stresli olduğunu hissdebiliyordu. Bacaklarını sallıyor, dudaklarını ısırıyordu ne zaman stresli olsa bunu yapardı.
"Size söylemek-"
"Daha ne kadar devam edeceksiniz buna?" Dedi bay Bang.
"Çocukluk hevesi geçer dedim sesimi çıkarmadım. Ama kocaman adamlar oldunuz hala birliktesiniz." Hyunjin duyduğu kelimelerle başını yerden kaldırmış karşısında oturan adama bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Married
FanfictionHyunjin ve Chan kötü giden evliliklerini kurtarmaya çalışırken her şey daha çok kötüleşir...