Ben yüzüne öylece bakarken birden hırkamın yakalarını tuttu ve kendimi ona sarılırken buldum
Şimdi önümde iki seçenek var, kendime ihanet edip çok özlediğim Jeno'ya sarılmak ya da kendime sadık kalıp onu itmek.
Burnuma gelen güzel kokusunu son kez derince içime çekip onu ittirdim"ne yaptığını sanıyorsun"
" çok geç Jaemin, kendini ele verdin bile"
Ne? Neyden bahsediyor?
"vücudun seni ele veriyor Jaemin. Titriyorsun. Senin titremene iki şey sebep olur, korku ve heyecan. Korktuğunu hiç sanmıyorum"
Belki korkuyordum? Belki Jeno'nun zarar görmesinden korkuyordum ki zaten başımıza geldi. Başıma demiyorum, başımıza.. Jeno ve ben hakkında konuşurken 'biz' demek tuhaf hissettirse de artık biz olmamız gerekiyor. Yoksa bu dünya bizi ezip geçecek.
Cesaretimi topladım ve ellerimi omuzlarının üstüne koydum
" korkuyorum çünkü az önce yenilmez dediğim Jeno dayak yedi. Toparlansana biraz"
Bana tiksinircesine bakıp ellerimi üzerinden indirdi.
"Dayak yememin nedeni sensin aptal"
Sadece bunu söyledi ve lavabodan hızlıca çıkıp gitti. Ne yani bunun suçlusu da mı benim? İyi de neden benim yüzümden dayak yemiş ki,ben az önce sakin sakin kitabımı ödünç verdim. O zaman bir sorun yoktuysa bu tamamen Jeno ile ilgili bir şey olmalıYüzümü ekşiterek havasız sınıfa girdim.
Cam tarafında oturan "arkadaşlarıma" camı açmalarını rica ettim.
Keşke etmeseydim."hava ne kadar soğuk haberin var mı aptal"
Pekiala zaten bu aptal lafına Jeno'dan dolayı alışmıştım yani fazla koymadı. Ama birilerine koymuş gibi görünüyordu. İlk defa biri bana laf söylediğinde Renjun'a değil de Jeno'ya baktım.
Benim bakmam ve göz göze gelmemizle ayağa kalkıp cam tarafına gitti
"yerine otur Jaemin."
Şey gibi hissettim. Aşağılanan kardeşini korumaya giden abi.
Burada abi Jeno oluyordu ve ben ona asla abi demem.Yine de şu an aşırı sinirli olduğundan ve beni de tek tokatıyla yere indirebileceğinden paşa paşa gidip yerime oturdum.
Buradan olanları HD seyredebiliyordum ve bu hoşuma gitmedi değil.Jeno gülerek cama yaslandı ve ateş gözlerini onlara dikti
"bugün çok güzel bir gün değil mi? Tam böyle ağzınızı yüzünüzü dağıtmalık"
Etkilenmişe benzemiyorlardı. Aralarından biri laf yetiştirdi"Biricik Jaeminine laf ettik diye mi geldin, me diyeceksin o aptal değil falan mı?"
Jeno gerçekten korkutucu bir kahkaha attı ve birden ellerini masaya koydu
" O sadece benim aptalım. Anladın?"
"anlamadım." Jeno kafa tutmasına karşın sakin kaldı.
Şaşardım. Belki de yeni bir belaya bulaşmak istemiyordur, Sonuçta yeni dayak yedi o bir seksenlik çocuktan.Çocuk Jeno'num karşısına dikildi. Belasını mı arıyor bu?
"Lee Jeno, dayak yemek mi istiyorsun ha?"
"denesene bi"
"Johnny yeterince dersini verememiş"O çocuğun adı Johnny miydi?-
"Jeno dur!!"
Saniyeler içinde ortalık yeniden karıştı ve tek yapabildiğim bu iki kelimeyi söylemek oldu.
Jeno'nun sert yumruklarından kurtulamayan çocuk asla geri adım atmıyordu. Ölmek istiyor galiba yazık..
İçeri öğretmenlerin girmesi, Jeno'yu tutmaları ve müdürün odasına götürmeleri toplam sadece 2 dakika sürdü.
Jeno giderken burnundan soluyor gözleri hala beni takip ediyordu.Aklıma yeniden Renjun'un sözleri geldi.
" Jeno. O bir psikopat"
Hayır. İnanmıyorum ona. Sadece araları kötü diye yapıyor bunu.Tenefüs çalar çalmaz Jeno'nun yanına gittim. Kesin okuldan atılacak gerizekalı. O zaman ben ne yapacağım? Yani ona ihtiyacım olduğundan değil. Sadece.. Boşverin.
Bir günde iki kavgaya bulaşan Jeno yeri titreterek geliyordu bana doğru.
Ellerini sıkmış olması iyiye işaret değildi çünkü bu birine vurmak istediği anlamına geliyordu. Korktum.Gerçekten o an bana vuracak sandım ve korktum. Ellerimi başımın üstüne kapattım o bana iyice yaklaştığında, gözlerimi sıkıca kapattım dayak yemeye alışıktım ama eminim ki Jeno babamdan daha çok acıtır.
Gözlerimi açtığımda yüzünde tek bir sinir belirtisi bilevi yoktu. Aksine suç işlemiş gibi bakıyordu bana
"Jaemin-ahh, ellerini indir"
Yavaşça dediğini yaptım. Korkudan dolmuş gözlerim sadece ona odaklıydı.
Serbest bıraktığı ellerine..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
We Boom
Fanfiction'' bu seninki değil mi? Lee Jeno.. " " değildir değildir " " okulda bir tane Lee Jeno var " " Nana.. Başın bu sefer büyük dertte " Evet.. Başım gerçekten büyük bir dertteydi..