Stresli ve düşünceli geçen üç saatlik partiden sonra arabaya binip eve yol aldım. Gerçekten çok zor geçmişti parti, erva sürekli daldığımı söylüyordu. Hatta bir ara eve gitmem için ısrar etmişti ama gitmemiştim. Sonuçta onca insanı bir araya toplayıp sonra bırakıp gidemezdim.
Partideyken Doruk arayıp, bir kaç güne istanbula geleceğini söylemişti. Bu çok iyi olmuştu çünkü onu özlemiştim.
Eve vardığımda arabayı garaja parketip eve geçtim.Kedi acaba ne yapıyordu şuan.
Kapının kilidini açıp içeriye girdim, ayakkabılarımı kenara katıp içeri terliklerimi giydim. Salondan bir ses gelmişti. Galiba kedi kendine oyuncak bulmuştu. Umarım ervanın hediye aldığı kürelerle oynamıyordur. Ahh ben tamamen onları unutmuştum, onlara birşey olursa erva beni parçalardı. Hızlıca içeri koşup etrafa bakındım.
Kedi yerde benim boncuklu tokamla oynuyordu ve bu hali aşırı tatlıydı. Bir sağa bir sola yuvarlanıp duruyordu. Beni farkettiğinde oynamayı bırakıp bana bakmaya başladı.
Ona doğru yaklaşıp kucağıma alıyordum ki aklıma ellerimi yıkamadığım geldi. Ona bakıp "üzgünüm pıtırcık, beni biraz beklemen gerekiyor."Onu orada bırakıp arkamı döndüm, merdivenlerden çıkıp odama girdim. Önce ebeveyn banyosuna girip elimi yüzümü yıkadım. Sonrasında giyinme odasına geçip üstümü değiştirdim.
(Dilay'ın giydiği eşofman)
Makyaj masasına geçip, suratımı yıkadığım da geçmeyen makyajı sildim.
İşlerim bittiğinde yatak odasından çıkıp aşağı indim.
Etrafa bakındım ve Kedinin aynı yerde aynı şeyi yaptığını gördüm. Onun rahatını bozmak istemeyip uzaktan seyrettim. Hareketlerine hafifçe sırıtıp, duvarda boydan boya olan camın yanına yürüdüm. Ervanın evine baktığımda erva evden çıkıyordu. Kafamı duvardaki büyük saate döndürdüğümde saatin 22.25 olduğunu gördüm.Erva önce ebruyu sonrada avukatı alıp buraya gelecekti.
Aslında ondan önce evi yakın olduğu için ebruyu sonrada avukatı getirmesini söylemiştim ama o "vallaha ben taksit taksit iş yapamam, ikisinide alıp getiririm." Dediği için yaklaşık yarım saat bekliyecektim.Koltuğa geçip televizyonu açtım. Birkaç kanalda gezip yarışma programına denk geldiğimde koltuktaki yerime iyice yayıldım. Kedi koltuğa oturduğumu görünce yanıma gelip ayak ucuma kıvrıldı.
Aradan geçen uzun dakikalardan sonra evin dışından gelen araba sesini duydum. Yerimden kalkıp gerindim ve televizyonu kapatıp kapıya doğru yürüdüm.
Kapıyı açtığımda karşımda daha önce dört beş defa gördüğüm ebru ve daha önce hiç görmediğim hatta cinsiyetini bile yeni öğrendiğim şirketin avukatı vardı. Ebru yaklaşık 1,65 boylarında, kısa ve zengin sarısı saçlarıyla karşımda dururken onun biraz arkasında yaklaşık 1,85 boylarında, kumral, 26 yaşlarında, ela gözlü taş gibi biri duruyordu. Hoyy maşallah. Ben şahsen 24 yıllık hayatımda böyle tipli avukat görmemiştim, heleki bizim şirkette. Genel olarak 50-55 yaş arası kilolu tiplerden oluyordu şirketteki avukatlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Tozlu Sayfaları
Ficção Geral"Böyle konuşacağına biraz etrafına bak. Heryerde benim gibi insanlar yok sonuçta. Gerçi bir daha hayatının kurtarılmasına ihtiyacın olmayacak ama sen yinede kendine dikkat et balım." Kafasını çekip gözlerimin içine bakarak fısıltı ile "en yakın zama...