Gözlerimi karanlık ve küf kokulu odamda açarken yine hayatıma dair lanetler okuyordum. 15 yaşında olmama rağmen kendimi en az 45 yaşında hissediyordum. Yatakta doğrulup karşımdaki aynaya bakarken gözümdeki morluğun hala geçmemiş olduğunu fark ettim.
''Babam...''
Bana vurmasına alışmıştım aslında. Kafası güzelken her zaman yaşıyordum bunu. Yüzüme iğrenerek bakıyordum, çünkü artık yaşadığım şeyler çok ağır geliyordu. Dayanamıyordum.
Okul üniformamı giyip mutfağa gittim. Tahmin ettiğim üzere yine kahvaltı hazır değildi, babam olacak adam televizyon karşısında sızmış, annem ise odasında hala uyuyordu.
Mısır gevreğini bulduğuma sevinmiştim, en azından okula aç gitmeyecektim. Mutfakta otururken televizyon karşısında sızan babamın yüzüne iğrenerek bakıyordum. Kendisi uyuşturucu satıcısı olduğu yetmiyormuş gibi annemi de bu işe bulaştırmıştı. Zaten bu yüzden ondan nefret ediyordum. Attığı tokatlar ve ağzından çıkan hakaretler pekte umurumda değildi açıkçası.
Mısır gevreğimi yiyip dışarı çıktım. Her sabah olduğu gibi en yakın arkadaşım Dexter yine evimizin karşı tarafındaki bankta oturuyordu. Dexter'la doğduğumuzdan beri beraberiz. Aynı sokakta oturuyorduk, anne ve babası benimle takılmasını uygun görmese de Dexter bunu yine de dert etmiyordu. Siyah saçları ve mavi gözleriyle çoğu kızın peşinden koşturduğu bir tipti.
''Dostum fazla bekletmedim değil mi ?''
'' Jason eğer bir daha geç kalırsan o küçük popona tekmeyi basarım anladın mı ?''
'' Anlaştık tamam.''
Ağzı biraz bozuk olsa da o benim tek ve en iyi arkadaşımdı.
Dexter sıkıntılı bir ses tonuyla '' Jason baban, hala aynı mı ? Yani bu işleri bırakacağını söylemişti değil mi ?''
Bize verdiği sözlerin hiçbirini tutmadığı gibi bu sözünü de tutmamıştı.
''Sence Dexter. Lanet olası babamın sözünü ne zaman tuttuğunu gördün ki ? Kendim için üzülmüyorum, üzüldüğüm tek konu annem. O bunların hiçbirini hak etmedi.''
''Haklısın. Neyse konuyu kapatalım zaten okula geldik sayılır.''
Okulum dışarıdan bir tımarhane'yi andırıyordu. İçeri girdiğinizde de bu kanıyı doğruluyordu aslında. Yine her zaman ki gibi sıkıcı bir okul gününün sonunda Dexter'la eve dönüyorduk.
---
İçimdeki sıkıntıya anlam veremiyordum. Kalp atışlarım hızlanmış, ellerim ve ayaklarım tutmuyordu. Eve doğru yaklaştığımda bunun nedenini öğrenmiş oldum.
Polis arabalarının çokluğu beni tedirgin etmişti. 6 polis memuru kapıda konuşuyor, beyaz kıyafetli adamlar da ellerindeki küçük poşetlerle arabalarına bir şeyler götürüyorlardı.
Yanlarına gittiğimde iki polis memuru bana doğru dönerek'' Siz Jason Walker olmalısınız ?''
''Evet efendim.''
''Bizimle gelin lütfen.''
''Burada neler olduğunu söyler misiniz ?''
''Lütfen gelin size her şeyi anlatacağız.''
Polis memurunun inatçı tavrına daha fazla dayanamayıp arabaya bindim. Aslında neler olup bittiği hakkında birkaç fikir sahibiydim. Muhtemelen kahrolası babam uyuşturucu satarken yakalanmış ve polislerde evi aramak zorunda kalmışlardı. Ama annem neredeydi ? Neden sadece beni götürüyorlardı. Ayrıca nereye gittiğimi dahi bilmiyordum. Polis memuruna sorduğum sorulara cevap alamayınca fazla üstelemedim ve susmaya karar verdim.
Sonunda durmuştuk. Ve Hastane'nin önündeydik. Kalbim yine tempolu koşulara başlamıştı. Hızlı adımlarla Hastane kapısından geçtim. Polis memurunun kolumdan tutmasıyla duraksadım.Gözlerimin içine bakarak ''Lütfen sakin ol''dedi.
Bu söylediği cümle tüylerimi diken diken etmişti. Çünkü kötü bir şeyler olduğundan emindim artık.
Yoğun Bakımın önünde durmuştuk. Kapı açılmıştı. Beyaz örtünün altında bulunan kişiyi görmek istemiyordum. O olduğunu öğrenmek içimden gelmiyordu. Sedye önümde durmuştu.Ellerimin titremesine engel olamıyordum. Yavaşça beyaz örtüyü kaldırdım. İçimden olmaması için dua ettiğim şey başıma gelmişti.
Yatan kişi annemdi...
Göz yaşlarım beyaz örtünün üstüne düşüyordu. Anneme son kez sımsıkı sarıldığımda vücudunun soğukluğunu kalbimde hissedebiliyordum. Beni zorla kaldırmaya çalışanlara artık engel olamıyordum. Gördüklerim bedenime ağır gelmişti. Artık annemden uzaklaşmıştım. Yanağına son bir öpücük kondurduktan sonra beyaz örtünün yüzüne kapatılışını izledim.
Arkasından gelen sedye ye nefretle bakıyordum. Bunun babam olduğundan emindim. Hastane koridorunun duvarına çömelip önümden geçen sedyeye sadece bakmıştım. Yanımda duran polis memuruna bakarak'' Bu babamdı değil mi ?''
Polis memuru sıkkın bir ses tonuyla ''Evet evlat, o babandı.''
Bayılmadan önce aklımda kalan tek şey Beyaz örtünün altında yatan melek yüzlü annemdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetimhanedeki Şeytan
HorrorAnnesi ve babası silahla vurularak ölen Jason hayatının geri kalanını şeytanın yetimhanesinde geçirecektir. Evlat edinen Jason ile Demi kaçarak kendilerini kurtarmayı başarmışlardı. Fakat geride kalan dostları Arthur'u kurtarmak için tekrar yetimhan...