İki günün dolmasından sonra çıkma vaktim geldiğinde bedenim yorgunluktan bitkin düşmüştü. Demi ve Arthur'un getirdiği sandviç olmasaydı belki de burada bayılıp düşebilirdim. Beni almak için gelen rahip Hogan bitkin halimden gayet memnun gibiydi. Kapıyı açtığındaki yüz ifadesi bunu anlatıyordu. Sırıtarak çömeldiğim yerden beni kaldırdı. ''Kaldır o koca poponu hadi !!''
Rahip Hogan'ın uzun siyah saçları ve keskin bakışları ilk baktığınızda göze çarpan belirgin özelliklerindendi. Beni kaldırmaya çalışırken oldukça zorlanmış olmalı ki kalktığında belini tutup doğrulmaya çalışmıştı. Bu hali beni oldukça güldürmüştü. Kafamı eğmiş sırıtırken Hogan'ın beni dürtmesiyle mahzenin kapısından çıktım. Kapıdan çıkar çıkmaz daha rahat nefes alabildiğimi fark etmiştim. Hogan koluma girip beni merdivenlerden çıkardı ve Baş Rahibe Anastasia'nın odasına kadar götürdü. Kapının önünde durup bana doğru döndü ve ''Rahibe Anastasia seninle özel olarak birkaç şey konuşmak istiyormuş. Kısa süreceğinden eminim. Konuşmanız bittiğinde yemekhane gidip kahvaltını yapabilirsin. Şimdi gir içeri !!''
Kapıyı iki kere tıklayıp içeriye doğru yöneldim. O çok korktuğum ve kabuslarımı süsleyen odaya alışmıştım artık. Çalışma masasında oturmuş elindeki kağıtlarla uğraşan rahibe Anastasia beni görünce sandalyesinde arkaya yaslanıp bana doğru gülümseyerek bakmaya başladı. Gülümsemesi beni nedense korkutuyordu. Sanki her an başıma bir şey gelecek gibi hissediyordum. Birkaç dakikalık bakışmanın ardından Rahibe Anastasia doğrularak elindeki kaleme bakıp ''Jason Walker. Seni mahzene indirmemin iki nedeni vardı. Birincisi bildiğin üzere kuralları çiğneyip gecenin bir yarısı yetimhanede dolaşmandı. İkincisi ise çok meraklı olmandı. Doğruyu söylemek gerekirse ben merak uyandıran her davranıştan nefret ederim. Aynı senden nefret ettiğim gibi. Seni son kez uyarıyorum, eğer bir daha beni kızdıracak bir davranışta bulunursan olacaklara katlanırsın. Şimdi defol odamdan!! '' Elinde tuttuğu kalemi gözümün içine bakarak ikiye ayırmıştı. Ondan gerçekten nefret ediyordum. Kafamı eğip odadan çıktığımda karşımda beni bekleyen iki kişi bulmuştum. Demi koşarak gelip boynuma atladığında resmen rahatlamıştım. Onun yanında huzur buluyordum. Ellerimi belime dolayıp sımsıkı sarıldım. Kalbini kalbimde hissetmek beni rahatlatmıştı. Ellerimi çekip yüzünü görmek için kendimi geriye attığımda Demi'yi ilk defa bu kadar mutlu görmüştüm. Ellerimi tutup '' Jas iyisin değil mi ?'' ' İyiyim,iyiyim merak etme. Özlemişsindir de şimdi sen beni ya.'' ''Jas sen tam bir pisliksin ama yinede seni seviyorum.'' Ellerimi geriye doğru çekip belime sarıldı. '' Evet, seni özledim'' son sözünü sessiz söylemeye çalışmıştı fakat benim duyamayacağım kadar değil di. Arkada bekleyen Arthur'la sarıldıktan sonra yemekhaneye doğru yürümeye başladık. Arthur koluma dokunarak
''Jas sana bir şey söylemem gerek.''
''Söyle bakalım.''
''Seni ihbar edenin kim olduğunu öğrendim.''
Bir anda bütün sinirlerim alt üst olmuştu. Ellerimi yumruk yaparak dişlerimi sıkmaya başlamıştım. Sanırım burasının bana kattığı tek şey sinirdi. Resmen sinir hastası olmuştum ve kendime engel olamıyordum. Arthur'a dönüp
'' Kimmiş o söyle hadi !! ''
'' Tahmin ettiğimiz gibi Bryan ihbar etmiş. Dün gece Adam ve Billy konuşurken duydum. Jas lütfen sakin ol. Anastasia'nın eline bir koz daha vermek istemezsin değil mi ?''
Arthur haklıydı. Anastasia bu defa beni öldürebilirdi. Zaten o manyak kadından da o beklenirdi. Sinirimi yatıştırmaya çalışıyordum. Şu an için Bryan meselesini rafa kaldırmıştım, çünkü ilk önceliğim her zaman ki gibi Anastasia'nın gerçek yüzünü öğrenmekti. Ve öğrenecektim de. Demi ve Arthur ile yemekhaneye gittiğimde 10 günlük yemek ihtiyacımı bir öğünde yemiştim. Mide bulantısı bir yana gerçekten çok rahatlamıştım. Solgun tenim bir anda kendine gelmişti. Yemekhane'den çıkıp büyük bahçeye doğru yürümeye başladık. Her zaman oturduğumuz yer olan banka oturup yetimhanenin eski ve dökülmüş duvarlarına doğru bakıyorduk. Yine ilk söze atılan ben olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yetimhanedeki Şeytan
HorrorAnnesi ve babası silahla vurularak ölen Jason hayatının geri kalanını şeytanın yetimhanesinde geçirecektir. Evlat edinen Jason ile Demi kaçarak kendilerini kurtarmayı başarmışlardı. Fakat geride kalan dostları Arthur'u kurtarmak için tekrar yetimhan...