İyi okumalar✨
Medya; The Neighbourhood - Sweater Weather🎼
(Jimin'den)
Jungkook'la uçağa bindiğimizden beri bir sürü olay yaşamıştık, buna erkenden sevişme moduna geçmemiz de dahil. Şu an da ise Sicilya'ya iniş yapıyorduk, koltuklarımızda kemerlerimiz bağlı şekilde oturuyorduk ve bu oturma durumu beni gerçekten rahatsız ediyordu...
Zaten böyle olacağını tahmin ediyordum sonuçta boşu boşuna hesaplamamıştım 11,8110236 inç diye! Onunla ilkimi uçakta yaşadığım için asla pişman değildim, bu benim için hiç unutamayacağım bir anı haline gelmişti. Ancak aklıma her geldiğinde utanmadan edemiyordum, teninin tenimle olan uyumu, bana olan yumuşak, incitmekten korkar gibi nazik tavırları, dokunuşlarının yeri geldiğinde sert olduğu zamanlar dahil, mükemmel bir deneyim yaşatmış oldu Jungkook bana.
"Perla'm yine yüzün kıpkırmızı oldu, biliyorsun utanmana hiç gerek yok ne de olsa seninle bundan sora bol bol aşk yapacağız."
Jungkook'un bu rahat rahat konuşmaları, imalı imalı bakarken ki yüz mimikleri içten içe ne kadar hoşuma gitse de, bu hareketlerini benimde sevdiğimi öğrenirse herkes içinde çenesini hiç tutamayacak diye düşünüyordum. Bundan dolayı Jungkook'u bu tür konuşmalardan ne kadar uzak tutarsam o kadar iyi olacaktı.
Boğazımı temizleyip, söylediklerini hiç ciddiye almıyormuş gibi başka bir soru yönelttim ona.
"Biz nerede kalacağız Jungkook?"
"Benim neredeyse tüm çocukluğumu geçirdiğim evde kalacağız güzelim, seninle birlikte oraya gitmek en büyük hayallerimin arasındaydı." Yüzündeki tebessümle konuştuğunda bende onun bu masum haline gülümsemiştim. Koskoca Jeon Jungkook'un bir tek benim yanımda çocuklaşması kendimi inanılmaz özel hissettiriyordu.
Uçaktan indiğimizde parlak güneş sayesinde çantamdan güneş gözlüğümü alıp takmıştım gözlerime. Sicilya'nın havası gerçekten çok farklıydı. Havadaki deniz kokusu, tatlı yaz esintisi, tenini ısıtan güneş kesinlikle insana kendini cennete düşmüş hissiyatını veriyordu.
Valizlerimiz arabaya taşınırken çevremi süzmekle yetindim. Henüz havaalanında olmamıza rağmen etrafta gördüğüm yeşillikler bile beni büyülemeye yetiyordu. Jungkook'da buralıydı, o da buradan bir şeyler almıştı kendine. İşte onu ayrıca bu kadar özel yapan da buydu. O çok farklıydı aynı bu şehir gibi.
"Arabayı ben kullanacağım siz gidebilirsiniz."
Jungkook'un hizmetlilere söylediği şeyle ona döndüm, arabayla baş başa yolculuk yapacaktık sanırım. Jungkook gözlerine güneş gözlüklerini takarken gülümseyerek bana döndü:"Şimdiden büyülenmiş gibisin Jeon Jimin."
"E öyleyim zaten, keşke daha önce gelseymişim buraya, bütün bu güzelliklerle daha önceden tanışsaymışım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Shadow Of Darkness [M]
FanfictionLa perla del Capo. (Patronun İncisi) Mia bella moglie, nessuno può toccarti finché sei con me. (Benim güzel eşim, benimle olduğun sürece sana kimse dokunamaz.) -Jeon Jungkook