Yakarışlarım çaresizdi. Koca bir kalabalık etrafımıza toplanmış, en güvendiğim adam kollarıma yapışmış durumdaydı. Kalabalık gurup farklı bir dilde sevinç çığlıkları atarak beni izliyorlardı. Ardından Tacettin bana yaklaştı. Önce benim pantalonumu aşağı indirdi. Ardından kendi pantalonunuda indirdi. Yavaşça dizleri üzerine çöküp bacak arama girdi. Canım çok yanıyordu. Çığlıklar atıyordum fakat fayda etmiyordu. Acı içerisinde inleye inleye tecavüze uğramıştım. Bir süre sonra Tacettin tohumlarını içime akıttı ve ayağa kalktı. Kapıdan dışarı çıktı ve kalabalığı da peşine takıp ormanda kayboldular. Yerde çaresizce ağlıyordu. Yahya ellerimi bıraktı. Saçımdan tutup beni doğrulttu. Yüzüne baktım ve ''neden? madem onlarında amacı buydu neden onlardan kaçtık? Zaten ellerindeydim. Bunca şey neden?'' diye ağlayarak sordum. Yahya soğuk kanlılıkla ''onlar başka bir kavime hizmet ediyor, bizde kendi kavmimize hizmet ediyoruz. Onların elinden çekip aldık seni. Hazır avucumuzun içine kadar gelmiş genç bir kız Fe Cinni'ye annelik yapabilecekken seni neden onlara verelim'' dedi. Bitkin bir şekilde ''Fe Cinni kim'' diye sordum. Yahya gülümsedi ve ''senin Dünya'ya getireceğin cin evladın. Kendinle gurur duymalısın Fe Cinni'yi doğuracak kadınsın. Bebeğe iyi bak. 4 ay sonra Dünya'ya gelecek. İster evinde doğur ister burada. Sana kalmış. Sen o bebeğe bakmasan bile cinlerimiz onu alıp büyütecekler. Şimdi gitmekte özgürsün'' dedi ve gitti. Ben yıkılmıştım. Bu çok kötü bir durumdu ve ihanete uğramıştım. Tam kurtuldum derken bir başkasının tuzağına düşüp kurban olmuştum. Oturdum ve güneş aydınlanana kadar kulübede ağladım. Tamamen yorgun ve bitkindim. Sabah saatlerinde tezgahta duran bıçağı belime koydum ve ormanda yürümeye başladım. Çok uzun bir süre yürüdükten sonra otoyol kenarına gelmiştim. Yaklaşık 1km kadar ileride gişeler gözüküyordu. Bu benim köyüme gelirken geçtiğim yoldu. Kendi ayaklarımla bu gişelerden geçip kendimi kurban etmiştim. Yürüyecek dermanım yoktu. Bitkin halde gişelere kadar gittim. Oradan yardım istedim ve polislerin yardımıyla aile evime döndüm.
Aradan 1 ay geçmesine rağmen ben olayın şokunu üzerinden atamamıştım. Karnımda Fe Cinni taşıyordum. Bu iğrenç bir duyguydu. Her gece rüyalarıma korkunç şeyler giriyor, aynalarda gölgeler görüyordum. Cinler kendilerini ara ara bana göstererek bebeğe zarar verip vermediğimi kontrol etmek amacıyla göz dağı veriyorlardı. 2. Ayıma girdiğimde karnımda şişlikler fazlalaşmıştı. Ailem durumu anlamasın diye çok fazla yemek yiyormuş gibi yapıyordum. Ama onlarda bende bir sorun olduğunu biliyorlardı. Çünkü geldiğimden bu yana hiç dışarı çıkmamıştım. Karnımın da şişmesiyle daha fazla dikkat çekmemek için dışarı gezmeye çıktım. Çarşıda öylece boş boş dolanıyordum. Her yer tuhaf, her yer garip gözüküyordu gözüme. Bir vitrinin camında bebek kıyafetlerine bakıp daldığım sırada yaşlı bir kadın yanıma yaklaştı. Elini sırtıma koydu ve ''2 ay kaldı. Ona sakın zarar verme'' dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FE CİNNİ - Musallat
ParanormalKorku hikayelerini seslendirdiğimiz youtube kanalımıza abone olmayı unutmayın. https://www.youtube.com/@MuhurluKalem Yarı cin, yarı insan bir bebeği Dünya'ya getirmek için çalışmalar yapana tarikat ile yolları kesişen genç bir kızın hikayesidir bu...