Sayfa 2

2.7K 65 15
                                    

 Perdeleri sıkıca kapattım. Ardından bahçeye çıkmadan evdeki merdaneyi elime alıp arkama gizledim. Yavaşça evden çıktım. Deli hala bana bakıyordu. Cilve yaparak parmağıma bana doğru gelmesini işaret ettim. Deli sevindi ve koşarak bahçeye girip yanıma geldi. Kıs kıs gülerek alkış yapıyordu. ''adın ne bakalım senin'' dedim. Utandı ve gülümsedi. ''Hadi söyle adın ne yakışıklı'' dedim. Dökük dişleriyle zar zor ''Tajo'' dedi. ''Ne istiyorsun benden söyle hadi'' dedi. Elini yine cinsel organına götürüp kıs kıs gülerek oynamaya başladı. Çok sinirlenmiştim. Bu deli iyice kafayı bozmuştu. Elimden bu sefer kimse alamazdı bu deliyi. ''Gel bakalım eve gir. Sana ne istiyorsan vereceğim'' dedim. Sevinip alkış yaparak evin kapısına doğru yürürken merdaneyi kafasına geçirdim. Deli yere düştü ve ağlamaya başladı. O ağladıkça bende vurmaya devam ettim. Bir süre sonra bu ona yetmiştir diyip bahçeden dışarı gönderdim. Ardından televizyonumu kurdum. Bir yandan televizyon izlerken bir yanda da yemeğimi yiyordum. Aklıma ailem geldi. Keşke burada telefon şebekesi olsa da onları arayıp iyi olduğumu söylesem diye düşünüyordum. Sabah erkenden arabayla kasabaya gidip hem aileme telefon açıp hemde hayvanlara biraz yem ve birazda yakacak odun sipariş edecektim. 

 Sofrayı yıkadım ve yatağımı hazırlamaya başladım. O sırada arka odadan sanki yere misket düşmüş gibi bir ses geldi. Yani birşey yere düştü ve bir kaç kez sekip yuvarlandı. Evde tek başıma olduğum için biraz ürkmüştüm. Sese anlam vermeye çalışırken aynı ses bidaha geldi. Bu düşen misketti. Çünkü misket yuvarlana yuvarlana arka odadan benim kapının önüne kadar gelmişti. Tüylerim diken diken oldu. Bir süre hareketsiz bekledim. Ardından elime merdaneyi aldım ve yavaş adımlarla misketin düştüğü odaya doğru yürüdüm. Yavaşça kolumu içeri uzatıp ışığı yaktım. O an içime bir ferahlama geldi. Komidinin üzerindeki misketlerin olduğu file delinmiş ve oradan 2 tane misket düşmüştü sadece. Elimi kalbime koyup derin bir nefes verdim. Ardından arkamı döndüm ve yatak odasına ilerlerken bembeyaz bir silüetin merdivenlerden çok hızlı bir şekilde yukarı çıktığını fark ettim. Bu gölge yada göz yanılması olamazdı. Bembeyaz bir şeydi. Ufacık, 5 yaşlarıda bir çocuğun boyundaydı. Anlam veremediğimden dolayı acaba olayları kendi kendime mi abartıyordum diye düşündüm. Tekrar yatak odasına döndüm ve yatağa girdim. Günün yordunluğunu yatağa girince anladım. Tam uykuya dalacağım sıra kapı çaldı. Kendi kendime gecenin bu saati kim diye düşünüyordum. Arkama merdaneyi saklayıp kapıyı açtım. Etrafta kimse yoktu. Sağa sola baktım ama kimsecikler yoktu. Bahçe kapısıda kapalıydı. Deli kendince intikam almaya çalışıyor diyerek kapayı kapatacaktım. O sırada yerde birşey fark ettim.

 Demirden bir tasın içinde başı kesilmiş bir keçi kafası vardı. Çok sinirlendim ve tası kapının kenarına koydum. Bu saatte bunu çöpe atmaya gidemezdim. Deliye içimden küfürler ederek kapıyı kapattım. Yatağa girip derin bir uykuya daldım.

FE CİNNİ - MusallatHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin