Keremin elimi bırakması ile Taylan'a beslediğim öfkenin haddi hesabı yoktu şu an.
İnşallah Melisa ile en güzel anınızda biriniz virüs olursunuz da bir ay görüşemezsiniz!
Fedakar kalbim, yine Taylan diyip az beddua etmişti.
Taylan'la bakışmamızın kaçıncı dakikasında artık birinin konuşması gerektiğini anlamış ve bu kişi ben olmuştum.
"Taylan sabah yumurtanın sarısını mı yedin beyazını mı?" dediğimde Keremin dudaklarında bir sırıtma sezdiğimde ona bakmamak için direndim."Niye el eleydiniz siz?"
"Kutu kutu pense oynuyorduk" dediğimde Taylan anlamayarak bana baktı.
Kerem de Taylanın omzuna vurup. "O çok şımarık!" deyip sıyrılıp çıktı.
"Konunun benim şımarıklılığımla ne alakası var?"
"Hem ben şımarık falan değilim!"
O ise tam gidecekken bana baktı ve göz kırptı.
Ona uzaylı görmüş bakışları atarken Taylan bana baktı.
"Aloooh! Bir açıklama bekliyorum ama ben!"
"Ne açıklaması?" ona ne anlatacaktım ki?
"Kerem ve sen?"
"Nolmuş Kereme?" Taylan sinirlenmiş olmalı ki uzunca nefesi güçlü bir şekilde bıraktı.
"Ne oldu Asel" Yalan bul. Yalan bul. Yalan bul.
"Aa benim eve geçmem lazım tüh abim aramıştı acil ben hemen gideyim!" Deyip hemen hızlıca yanından geçip gittim.
Bu onu oyalayabilirdi. Ama inanmazdı.
Müsait bir zamanda oturup hepsini anlatacaktım. Aklımın bir köşesinde not edip eve gitmeye karar verdim.
Yarın işe başlayacaktım. Bu demek oluyordu ki hep Kerem'i görecektim. Ama işimden asla taviz vermemem gerekiyordu. Uzunca bir nefes alıp yerdeki taşa vurdum.
Buna hazır mıydım?
Hava serin ve güneşliydi. Bu en sevdiğim havaydı. Ne üşüyor ne de terliyordum.
Tesisten çıkıp eve doğru yürüme başladım.
Azıcık kilo vermekten hiç zarar gelmezdi.
İlerdeki kafeyi gördüğümde bu kararımdan vazgeçtim.
Kararlılık seviyemin on dakika sürmemesine şaşırmayıp kafeye girdim.Kafe kahve ve kitap kokusu ile insanı mest ediyordu.
Hafif esen rüzgar üşümeme sebep olmuş kafaye girdiğimde ancak fark etmiştim.
Boş masaya oturduğumda garson yanıma gelip menüyü bırakıp gitti.
Menüden kendime birşeyler seçerken masama birisini oturdu.
"Beni bekle!" Halil'e çipil çipil bakarken çantasını masaya koyup lavaboya gitti.
Onu sebepsizce beklerken, lavabodan çıkıp yanıma geldi.
"Ellerim çok çabuk kirleniyor" çantasından çıkardığı krem ile ellerini nemlendirip bana baktı.
"Ne yiyoruz?" Hafifçe gülerek ona baktım.
"Makyajın bittiyse pasta yiyelim mi?"
Gözlerini devirdi. "Bir krem sürdük Allah aşkına abartma!"
Omuzlarımı silkip cevap bekledim.
"Olur olur yeriz" dediğine garsona elimle işaret edip yanıma çağırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gri Eşofman √ | Kerem Aktürkoğlu
Fanfic"Pıçak jilet neşter, kopuyoz genjler" Gönül ister ki Aslı olup Kerem'e yar olayım ama benim adım Asel. (benim adım cafer) Çocukluk aşkım olan sarı kafayla saçma bir şekilde ayrılıp sonra yine kaderiniz bir cilvesiyle tekrar birleşmemizin mucizey...