Karakter: Satoru Gojo
Cinsiyet: Yok/İstediğiniz
Konu: Angst. Gojo bir günlük bulur. Okuyup okumaması arasında gidip gelirken en sonunda okur ve bazı sırları çok geç öğrenir.
Bakış açısı: Gojo
Y/N: Senin adın
~~~~~~
Boş, karanlık odanın içine girdiğimde böylesine bir düzenlilik daha önce görmemiştim bu odada. Alışmıştım sürekli dağınık olmasına. Ve asla alışamayacaktım bu düzenliliğe.
Yatağa oturdum ve üstünde kusursuz örtülmüş yorganı kırıştırıp kusursuzluğunu bozdum. Bu kadar kusursuzluk yapay duruyordu, bu odanın ihtiyacı vardı bu bozulmaya.
Tekrar kusursuz simetride yerleşmiş bir takım eşyaların orada eski deri kapaklı bir defter gördüm. Oradaki eşyaların arasında sırıtıyordu eskiliğinden dolayı. Uzanıp aldım. İlk sayfasında bir grafiti tasarımı vardı. Ortasında ise start yazıyordu. Tasarımın tanıdık gelmesini umursamadım ama bu defterde bir şey başladığını anladım.
İlk sayfasını açtım ve büsbüyük yazılarla bir not yazılıydı.
TUZ! EĞER İLK SEN BULURSAN BUNU SON BEŞ SAYFASI SANA ÖZEL! YA DEFTERİ KENDİNE SAKLA YA DA KOPAR O SAYFALARI!
Niye bana tuz diye seslenirdi bunu hiç anlamadım. Ama bu defterin sahibi zaten koyduğu adlar gibi değişikti, farklıydı. Onun bu farklılığını sevdim hep zaten. Dediği son beş sayfayı açtım ve okumaya başladım.
Sevgili Gojo;
Sevgilim benim;
Sevgili Tuz;
Hangisi ile başlamalıyım bilemedim. O yüzden hepsini yazdım. Ama iyi oldu ya. Neyse çok boş yapmadan konuya geçiyorum.
Biliyorum öleceğimi. O yüzden yazıyorum bunları. Veda etme şansım olmazsa diye. zaten bilirsin benim lanetli tekniğimi. Bir gün kontrolden çıkacağı barizdi. Umarım beraber çokça vakit geçirdikten sonra gitmişimdir başka yerlere. Çünkü benle kendine hatıra kuramazsan önünde bulutlu bir gece gibi kapkaranlık bir gelecek olacağını biliyorum.
O anılara dayanmak bazıları için takılı kalmak gibi gelebilir ama ben bunu dozunda yapacağına inanıyorum. Beraber geçirdiğimiz anlar yıldız olsun karanlık gecene. Ben değil. Gece olmayı sevmiyorum. Ay olabilirim ama. Bazen incecik bir hilal bazen de bir dolunay gibi dombili diye dalga geçerdin sen şimdi ben bunları sesli söyleseydim.
Ama ne yapayım, gece sen isen seni aydınlatmak benim görevim. Unutma ki bir süre sonra tekrar görüşeceğiz. Ay tutulmaları tek gece sürer çünkü. Senin için uzun olabilir bu süre ama bil ki benim için kısacık. Bu uzun süre yanında ben yokken yıldızlar aydınlatsın seni. Yakında gözlerin gibi bir mavi olacak o gökyüzü ve o zaman kavuşacağız bizde. Sadece gerçekten de bu sürenin çok olmasına bak. Beraber yarattığımız yıldızların yanına başka yıldızlarda ekleyebilirsin mesela. Ama illa dersen ki o bizim gökyüzümüz dokunmayacağım ona, kötü yapmışsın demem :D
Sevgilim, tuzum, Satoru... tüm bu sıfatların yanına başka bir lakap daha getirelim mi? Gece, çok zıt kaçtı tuz rengi saçlarına ama belki bu zıtlık anlamlıdır bizim için.
Benim sıfatlarım neydi... Sevgilim (aynısı tabi ki), gülüm (beni seveceksin diye kendini yaktın) ve Y/N tabi ki... Sanırım kendime başka bir lakap daha yazdım o da Ay... Senin ayın olmayı çok sevdim Satoru.
Elveda.
Sevgilerle Y/N...
Sevgilin...
Sevgili gülün...
Okumayı bitirince defteri kapattım ve kenara koydum. Gözlerimden düşen damlalar bu kıymetlilere zarar vermesin diye. Ne kadar kaldım o odada ama Megumi alıp götürdü beni. Devam etmem gerektiği konusunda bir şeyler dedi.
Demesine gerek yoktu bence. Sevgili ayımın istediğini yapacaktım çünkü. Beraber yarattığımız yıldızları karanlık gökyüzüne dizecek ve o geri gelesiye kadar aydınlıkta kalacağım. Yıldızlarda yeterince çok ve parlak olması da işimi kolaylaştırdı, yenilerini eklemedim.
eğer o gülüm kısmı çok keko geldiyse üzgünüm
güzelim çiçeği öyle bir anlama getirten millet için acıyorum sadece umarım siz bilinçlisinizdir bu konuda da güzel bir romantiklik yaptığımı anlamışsınızdır
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Book of Noah's Pudding
Diversosİçeride her türlü karakter var. Başlangıç bölümüne yazacağım hangi dizileri/animeleri/filmleri/kitapları/dahahangibokları izlediğimi ya da okuduğumu.