Keshi- like a need you
Aynı sokaklar farklı yaşanmışlıklar sunar bazen size. Daha önce geçip gittiğiniz, sıradan gördüğünüz yerler birden anlam kazanmaya başlar. Belki orada yaşadığınız bir anı, orada duyduğunuz bir şarkı, orada tanıştığınız bir insan... Bir çok sebebe bağlanabilir ipi yeterince uzatırsan.
Trevi çeşmesi böyle yerlerden biriydi benim için işte. Daha önce çok kez önünden geçmiş, arkadaşlarımla gezerken uğramış ve her defasında niye bu kadar rağbet gördüğünü anlamlandıramamıştım. O kadar sık görmüştüm ki benim için bir anlamı kalmamıştı, belki de hiç olmamıştı. Bugüne kadar.
Yeeun'un ısrarıyla dördümüz de trevi çeşmesine sırtımızı dönüp sağ elimize aldığımız bozuklukları sol omzumuzun üzerinden atmaya hazırlanmıştık. Yeeun'a bu fikri veren Aria'ydı.
"Durun durun!"
Havaya kaldırdığım kolumu indirirken meraklı gözlerle Yeeun'a bakan diğerlerine katılıp "N'oldu?"diye sordum ama Yeeun'un bakışlarının hedefinde Aria vardı.
"Kaç kere atınca ne olduğunu tekrar anlatsana. Ona göre atacağım."
Aria tek eliyle saçlarını arkaya atarken derin bir nefes aldı. "İlki Roma'ya döneceğini, ikincisi bir İtalyan'a aşık olacağını, üçüncüsü ise bu İtalyan'la evleneceğini simgeler."
Yeeun başını salladığında hepimiz aynı anda elimizdeki bozuklukları çeşmeye atmıştık. Üçümüz dönüp heykelleri incelemeye başladığımızda Yeeun ikinci ve üçüncüsünü de atmıştı.
"Bunların sadece daha çok para kazanmak için uydurulmuş batıl inançlar olduğunun farkındasın değil mi?"
Yeeun Seojoon'a omuz silkerken "Eğleniyorum işte karışma."dedi. Yansıttığı gibi İtalyan erkek hayaliyle yanıp tutuştuğu falan yoktu, söylediği gibi gerçekten de eğleniyordu ve Seojoon da bunun farkında olarak o da eğleniyordu.
"Buradaki atlar hep hoşuma gitmiştir."
Aria'ya katıldığımı belirterek başımı salladım. "Çok güzeller gerçekten."
Seojoon bir adım atıp çeşmeye yaklaştığında onun biraz gerisinde kalmıştık. Kollarını göğsünde buluşturup hafifçe bize doğru döndü.
"Oceanus heykelini çekiyorlar. Denizin karşıt taraflarını temsilen biri uysal biri vahşi olarak tasvir edilmiş."
"Vay be,"dedim hayranlığımı gizleyemeyerek. "Araştırıp gelmişsin gerçekten."
Yeeun kızıl saçlarını kolundaki toka ile topuz yaptı. "Gezi rehberimizmişsin gibi hissettim."
Aria da Seojoon'u alkışlamış ama bize çevrilen birkaç bakışı gördükten hemen sonra ellerini birbirine vurmayı kesmişti. "Bence artık gidip biraz dinlenelim. Akşam için hazırlanmamız gerekiyor daha."
Trevi çeşmesinden uzaklaşıp arabayı park ettiğimiz yere doğru ilerlerken Yeeun kolunu omzuma atmıştı. "Kesin oldukça pahalı menülere sahip çok havalı bir yerdir."
Gideceğimiz mekan hakkında konuşuyordu. Arkamızda çeşmedeki diğer heykeller hakkında konuşmaya dalmış Aria ve Seojoon'a kaçamak bir bakış attıktan sonra kafamı sallayarak Yeeun'u onayladım. "Ben de öyle düşünüyorum." Yeeun'un kolunun altında gerilip canımı acıtan saçları elimle üste çıkardıktan sonra devam ettim. "Seojoon gizemli olma işini biraz abartıyor bence, ne dersin?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
UNDERNEATH THE ARTLIGHT [Türkçe]
FanfictionVante sanata bayılırdı; tabloları incelemek için sergilere gider, hoşuna giden her şeyi fotoğraflardı. Valentina sanata aşıktı; renklerle dans eder, hayallerini fırçalarla tabloya aktarırdı. İdol Kim Taehyung & Ressam Valentina 2022| k