Merhabalar
Daha önce bu hikayeyi biraz yazmıştım. Birkaç değişiklikle yeniden yazmaya karar verdim. Şimdiden iyi okumalar;)Şubat ayının getirdiği serin rüzgar ellerimi cebime gizlememi haber verirken oturduğum banka iyice sindim. Denizde bu rüzgardan nasibini almış gibi dalgalıydı. Bu hiddetli görüntü beni tam tersi sakinleştirirken artık gitmem gerektiğini düşündüm . Tam ayağa kalkmış sağıma dönmüştüm ki bir şeye çarptım. Elime yayılan sıcaklık ne diye bakarken çay yada kahve olduğunu tahmin ettiğim sıvı elimden yere damlıyordu. Elimi bu hale getiren şahsa baktığımda bu tanıdık yüz beni daha da sinirlendirdi.
Kaşlarımı çatıp '' eminim şu an dört köşe olmuşsundur.'' Dedim
O ise bana karşın bir o kadar sakin şekilde bakıyordu. Hala aynı ifadede olduğunu görünce diğer elimi göz hizasında salladım. ''Hey ''
Sonunda daldığı yerden uyanıp yakından bakmak için bir anda bileğimi tutup çekti.
Sinirlenip elimi çektim ve ''Yapacağını yaptın zaten.'' diyerek söylendim. Banktan çantama uzanıp oradan uzaklaşmaya yeltendim ancak kolumdan tutup beni durdurdu.
''Tamam Sevda bir dur. Otur bankta bekle beni. Geleceğim hemen sakın bir yere kaybolma.'' dedikten sonra hızlı adımlarla karşı caddeye geçti.
Ne kadar dediğinin tam tersini yapmak istesem de az önce kalktığım banka çöktüm. Cebimden mendil çıkardıktan sonra dikkatlice elimi kuruladım. Kıpkırmızı olmuş elime acıyarak baktım. Hassas bir tenim olduğu için daha da kızarmıştı.
Birkaç dakika sonra elinde bir poşetle geldi. Bense ona ters ters bakıyordum. Yanıma oturup poşetten krem çıkardı. Bense oldukça şaşırmıştım. Birbirimize yardım etmektense zarar vermeyi tercih ederdik biz.
Gözlerimi kısıp biraz şüpheyle 'Başına saksı mı düştü Ali?''
Söylemim karşısın da açmakta olduğu kutuyu bir anda bıraktı benimle ve elindekilerle bakıştıktan sonra kutuyu tekrar açmaya başladı ve
'' İnsanlık öldü mü yardım ediyorum işte. '' dedi.
Kaldığı yerden devam ederken gözleriyle elimi işaret etti. İsteksizce elimi uzatıp gözlerimi sıkıca yumdum. Soğuk maddenin sıcak tenimde eriyişi acımı biraz hafifletse de daha sonra tenimi daha çok yakmaya başladı . Elimde hissettiğim sıcak ile soğuk arasındaki havanın elimde tuhaf bir his oluşturmasıyla gözlerimi açtım. Ali yanık yere üflüyordu. Ve bu bugün içinde tuhaf olan şeylerin listesinde ilk sıra hakkını çoktan kazanmıştı.
Başını elimden kaldırıp '' Biraz hafifledi mi? ''
Şu an oluşan yüz ifadesi o kadar farklıydı ki aynı çocukluğumuzda olduğu gibi saf ve masumdu. Şaşkınlığımı üzerimden atıp '' Evet daha iyi.'' dedim.
''İstersen doktora gidebiliriz'' diye sordu tekrar
'Gerek yok ' deyip ayağa kalktım, çantamı elime almıştım ki telefonum çaldı. Arayan ikizim Selimdi.
Telefonumu açıp Selimle konuştum ve bu akşam misafirlerimiz olduğunu, nerede kaldığımı sormak için aradığını öğrendim. Telefonu kapattıktan sonra Ali'ye dönüp
''Bu akşam misafirmişsiniz bize evden aradılar gidelim bir an önce.'' deyip önden önden yürümeye başladım. Ali de bana yetişince ''Arabam ileride.'' deyip beni yönlendirdi.
Arabaya binince klimayı açtı Ali. Sağlam olan sol elimi klimaya uzatıp ısıtmaya başladım. Eve doğru ilerlerken ''Hala yanıyor mu elin?'' diye sordu
''Çok değil. Ayrıca bir daha sorma lütfen sanki ilk defa zarar veriyorsun bana nereden çıktı bu duyarlı Ali?'' diye püskürdüm sonunda. Normalde umursamayan adamın bugün umursayası tutmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLİŞKİ DURUMU: VASİYET
RomanceYetişkin içerik! ''Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir. ''diyorlardı. Bu aynen onlar için söylenmişti. Sevda kendisi için bambaşka şeyler düşünse de hesapta olmayan bir vasiyet vardı. Birde hiç hesaba katmadığı Ali. Bu birbirinden çok far...