İlk bir haftamızı tamamlamış şimdilik evliliğin çok da fena bir şey olmadığını düşünüyordum. Balayı dedikleri şey de gayet güzeldi. Ali ile sürekli etraftaki turistik yerleri gezip denize girdik bolca. Tabi yeni keşfettiğimiz arzuyu bedenlerimizde olabildiğince hissettik. Evet başta tedirginliğe çok kapılmıştım ama sadece ilk ana mahsustu. Sonrasında Ali beni olabildiğince rahat ettirmeye çalışmıştı. Onun bana olan hassasiyeti paha biçilemezdi. Şimdi denizden gelmiş eve giriyorduk. Çantamı salona bırakıp üzerimdekileri çıkarmaya başladım. Bir yandan odamızın yolunu tutmuştum. Şapkamı, bonemi çıkarıp saçlarımı özgürlüğüne kavuşturdum. Ali sadece tişörtünü çıkarmış yanımda ilerliyordu. Laf atmadan geçmedim.
"Siz erkekleri çok kıskanıyorum şu konuda." diyerek bakışlarımla üstünü işaret ettim.
"Elimde olsa sana da bu özellikten vereceğim diyeceğim ama yalan olacak. En iyisi ben sana yardım edeyim." deyip haşemanın fermuarına uzattı ellerini. Bu haline güldüm.
"Hiçbir fırsatı kaçırmıyorsun mübarek." bu sırada fermuarımla işi bitmiş omuzlarımdan üst kısmını çıkarıyordu
"Konu sensin aşkım, her zaman ilk önceliğim seni istemek." yine ufaktan beni saran heyecan başlamıştı. Karşısında haşemanın altına giydiğim bikiniyle duruyordum. Tenime değen parmaklarıyla nefesim hızlanmaya başlamıştı. Aramızdaki boşluğu bir adımıyla doldurup dudaklarıma uzandı. Ellerimi boynuna yerleştim bende. Tenlerimizin birbirine kavuşmasıyla Ali belimden tutup beni kaldırdı, ayaklarımı beline dolayıp tutundum ona. O merdivenleri çıkarken benim odağım dudaklarıydı. Ara ara kısa nefeslenip tekrar birbirimizi bulduk. Odaya girince Ali yatağımıza oturdu. Dudaklarımızı ayırınca boynuna yöneldim. Ben boynuyla ilgilenirken onun elleri bedenimi okşuyordu. Sesli nefes alışverişini duymak hoşuma gitmişti. Beni altta bırakacak şekilde uzanırken ayırdım dudaklarımı. Haşemanın altını belimden tutarak hızla çekip çıkardı. Bu sırada hala nefes nefeseydik ama tekrar dudaklarına kavuşmak istiyordum. Tekrar üzerime eğildiğinde ellerim çıplak sırtına çıkmıştı bile. Dudaklarını dudaklarımdan ayırıp boynuma ilerlediğinde inledim. Bir eli göğsümü okşamaya başlayınca sesim yükseldi. Bikini üstümü çözüp üzerimden çıkardı. Devamında Ali ile birbirimize karışırken sadece birbirimiz adı yankılandı kulaklarımızda.
Yatakta yeterince dinlendikten sonra duş alıp uykuya bıraktık kendimizi.
....
Şimdiden iki hafta olmuştu bile. Resmen göz açıp kapayana kadar geçiyordu. Ali de bende koltuğa oturmuş bilgisayardan bir takım işlerimizi halletmeye çalışıyorduk. Benim işim bitince telefonu elime alıp aramalara başlamıştım. Annemler, babamlar, dedem derken en sona Selim'i bırakmıştım. Bana uzun uzun şu an flört ettiği kızdan bahsediyordu.
"Sen şimdi aşık mı oldun?" dedim gülerek
"Oldum mu bilmiyorum ki olmuş muyumdur Sevda ne diyorsun?" demesiyle kahkaha attım.
"Ya gülmesene kızım!" dedi sitemle
"Tamam tamam gülmüyorum. Bence çok heyecanlısın sen kesin aşıksın diyemem ama çok hoşlanmışsın belli."
Bir süre daha Selim'in aşk hayatını konuştuktan sonra kapattım telefonu. Ali hala bilgisayarla uğraşıyordu. Yanına yaklaşıp kolumu boynuna attım.
"Bir saattir telefondayım bitmedi mi daha?" Sağ kaşını çatmış dikkatle bir şeyler yapıyordu.
"Az kaldı." ciddi hali ayrı bir çekiciydi kocamın. Yanağından öpüp geri çekildim.
"Dur Sevdam dikkatim dağılıyor." dese de ciddi duruşu hala devam ediyordu. Ensesindeki saçlarıyla oynamaya başladım bu sefer. Başımı boynuna koyup sessizce beklemeye başladım. Tabi kısa süre sonra dayanamayıp boynunu öpmeye başladım. Başta bir şey demedi ama sonra nefes alışverişi sıklaştı bu haline gülümsedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLİŞKİ DURUMU: VASİYET
RomantizmYetişkin içerik! ''Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir. ''diyorlardı. Bu aynen onlar için söylenmişti. Sevda kendisi için bambaşka şeyler düşünse de hesapta olmayan bir vasiyet vardı. Birde hiç hesaba katmadığı Ali. Bu birbirinden çok far...