Selim'in dürtüklemesiyle tatlı uykumun ortasında kalkmak zorunda kaldım. Göz bandımı göz hizama tekrar getirim gözüm kapalı söylendim.
''Allah aşkına yürü git başımdan.''
Bana göre gayet canlı sesle ''Olmaz annem dedi kaldır diye isteme için alışveriş yapacakmışsın.''
Tüm sesler ve dürtüklemeler sonucu maalesef uykum kaçmıştı. Yüzümü yıkayıp pijamalarımla aşağıya indim. Herkes kahvaltısına başlamıştı bile. Yerime geçip
''Aç değilim zaten niye kaldırıyorsun ki beni?'' dedim sitemle
''Sevda kocaman kız oldun hala uyku diye tutturuyorsun kızım.''
''Yaşla ne alakası var anne şurada bir hafta sonum var onda da uyuyamıyorum.''
''Yarın söz kaldırmayacağım seni ama bugün halledelim şu işleri. Hadi ye artık aç aç gezilmez.''
Zar zor üç beş lokma bir şey yemeye zorladım kendimi. Bu aralar aşırı iştahsızdım.
Annemin zorlamasıyla yaptığım kahvaltıdan sonra alışverişe çıktık. Bizimle beraber Bahar ve ablamda geldi. Bana hepsi bir şeyler denetip yorumluyorlardı. Yine başka bir kıyafetin içinde olup olmadığıyla ilgili tartışıyorlardı. O sırada Bahar çalan telefonumu uzattı.
''Eniştem arıyor.'' diye sırıttı Bahar
''Daha değil.'' deyip telefonu açıp annemlerden uzaklaştım.
''Efendim?''
''Neredesin, ne yapıyorsun?''
''Alışverişteyiz, bir takım hazırlıklar işte. Sen ne yapıyorsun?'' Konuşurken mağazanın içinde dolaşıyordum.
''Bende aynı. İşin bitince yüzük bakalım mı diye soracaktım.''
''Olur işimiz bitince haberleşiriz o zaman.''
''Tamam, görüşürüz.''
Telefonu kapatıp annemlerin yanına döndüm. Ablam merakla ''Ne dedi Ali?''
Ablamın sorusu üzerine üçü de merakla bana bakmaya başladı.
''Ben vazgeçtim senle evlenmekten Selimle düşünüyorum dedi.'' ciddi ifadem onları afallatsa da dayanamayıp güldüm. Beni bir ton azarlasalar da bu olayı eğlenceli hale getirmem gerekiyordu. Zira yeterince sıkılmıştım bu işlerden. En beğendiğim elbiseyi seçip sonunda mağazadan çıkabilmiştik. Annem ve ablam bizden ayrılırken Baharla yemek yemek için restorantın birine oturduk. Yemeklerimiz gelince iştahla yemeye koyuldum.
''Az daha aç kalsam bayılacaktım herhalde.'' dedim başka bir lokma yemeden
''Diyorum sana adam gibi ye diye. Her defasında yememek için bahane buluyorsun.''
''Çoğu zaman yemek istemiyorum ne yapayım.''
''O değil de siz resmen Ali ile evleniyorsunuz. Ama ben demiştim bu çocuk sana yanık diye.''
Bahar'ın sözleriyle ağzımdakini püskürtmemek için zor tuttum kendimi.
''Bahar yanık ne ya?''
''Aslında bunu ilk söyleyen çağrıydı. Ne mana diye ona sorabilirsin. Bu arada Çağrı da Ali ile berabermiş. Sen kıyafet denerken konuştuk. Cümbür cemaat gitmişler.''
''İyi bari içeride adamımız var. Selim bana hayatta söylemez.''
Son lokmamı da yedikten sonra doymuştum.
''Bahar acil kahve içmemiz lazım. Denemekten içemedim ben.''
''Tamam da sen Ali'yi aradın mı işi bitmiştir belki?''
''Alalım kahveyi de ararım.''
Hesabı ödedikten sonra kendime büyük boy bir americano almıştım. Telefonumdan Ali'nin ismini bulup aradım. ilk çalışta açtı.
''Efendim?''
''Benim işim bitti sen de tamamsan halledelim yüzüğü diyecektim.''
''Bitti şimdi. Sen xxx avm desin değil mi?''
''Evet oradayım.''
''Tamam 2. katta merdivenin orada kuyumcu. Orada buluşalım.''
''Tamam geliyorum.'' deyip telefonu kapattım.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLİŞKİ DURUMU: VASİYET
Storie d'amoreYetişkin içerik! ''Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir. ''diyorlardı. Bu aynen onlar için söylenmişti. Sevda kendisi için bambaşka şeyler düşünse de hesapta olmayan bir vasiyet vardı. Birde hiç hesaba katmadığı Ali. Bu birbirinden çok far...