Bugün patronumdan aldığım bir takım haberlere göre Japonya'ya gitmem gerekiyordu. Her yıl belli zamanlar Japonya da olmam hem dilimi tekrar etmek hem de oradaki işe göre çalışmam gerekiyordu. Gün içinde Ali ile konuşmuştuk ama telefonda söylemek istememiştim. Zaten akşam için iftara bize geleceklerdi. Mesaim bitince çantamı alıp ofisten ayrıldım. Her sene gitmek için içim içime sığmazdı ama bu sefer Ali'yi arkamda bırakmam gerekiyordu.
Telefonum çalmaya başlayınca elime aldım. Emre arıyordu.
''Efendim?'' diyerek açtım telefonu
''Nasılsın buzlar kraliçesi?''
''her zamanki gibi işte sen nasılsın?''
''Yurt dışında iş çıktı çevirmenim senmişsin herhalde.''
Oradaki işim hakkında bir dosya vardı elimde ama hiç açıp bakmamıştım. Emre'nin verdiği haber bir nebze mutlu etmişti beni
''Gerçekten mi ya? Çok sevindim hiç bakmamıştım dosyaya.''
''Manitan da sevinir mi bilmem?''
''Arıza çıkarmaz umarım. Neyse ben şimdi eve gireceğim yine haberleşiriz. Öptüm hadi görüşürüz.''
''Görüşürüz buzlar kraliçem.'' deyip telefonu kapattı. Bende telefonu cebime atıp bahçe kapısını açtım. Kendi anahtarımla içeri girdim.
Annem ve ablamın mutfaktan sesi geliyordu. O tarafa doğru ilerleyip içeri girdim.
''Kolay gelsin.'' deyip masaya oturdum.
Hoş geldin deyip selam verdiler bana. Yüzümün asık olduğunu fark eden ablam
''Sevda niye yüzün asık senin bir şey mi oldu?'' endişelenmişti hemen benim için
''Sizin benden daha çok yüzünüzün asılacağı bir haberim var.'' dediğimde annemde elindeki işi bırakıp bana döndü.
''Ay sakın Ali ile ayrıldık deme.'' dedi annem endişeyle
Sakinliğimi koruyarak ''Yurt dışı işim var en kısa zamanda gitmem gerekiyor ve bir ay falan yokum.'' diyerek bitirdim cümlemi.
''Erteleyemez misin?'' diye umutla baktı annem.
Olumsuz anlamda başımı salladım. ''Hayır, her sene gidiyorum zaten biliyorsunuz. Bu sefer bu zamana denk geldi.''
''Bence evlenmeden olması daha iyi olur evlendikten sonra ayrılmak zor gelir.'' Ablam yanıma gelip sırtımı sıvazladı. ''Sıkma canını.'' deyip teskin etmek istercesine gülümsedi.
Bende gülümsemesine karşılık verip ''Bunu bir de Ali'ye anlat şimdi.''
''Artık orası sende.'' deyip imalı bir bakış attı ablam
Kaşlarımı çatıp ''Ya abla.'' deyip söylendim.
''Kolay gelsin hanımlar. '' diyerek içeri Selim'in girmesiyle ablamın bakışlarından kurtuldum.
Hep bir ağızdan ''Hoş geldin.'' dedik Selim'e
''Hayırdır yüzler düşmüş?'' deyip yanımdaki boş yere oturup elini omzuma attı.
''Sevda yurt dışına gidiyor.'' dedi ablam benim yerime
''Hadi ya. Ali ile işin var.'' dedi Selim sıkıntıyla
''Ne ara bu kadar aşık ettin kız Ali'yi kendine?'' dedi annem neşeyle. Moralimi yerine getirmeyi fazla abarttı.
Gözlerimi devirip ''Ay ne yapacağım sanki. Neyse ben üzerimi değiştireyim.'' deyip mutfaktan çıktı. Selim merdivenlerde bana yetişip kolumu omzuma attı yine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İLİŞKİ DURUMU: VASİYET
RomanceYetişkin içerik! ''Hayat sen planlar yaparken başına gelenlerdir. ''diyorlardı. Bu aynen onlar için söylenmişti. Sevda kendisi için bambaşka şeyler düşünse de hesapta olmayan bir vasiyet vardı. Birde hiç hesaba katmadığı Ali. Bu birbirinden çok far...