Bölüm 4

40 0 0
                                    

Ali'nin dediği yere gittiğimde oradaydı. Beni görünce gülümsedi bende ona karşılık verdim. Yanına gittiğimde hemen ''İyi misin?'' diye sordu.

''Yorgunum sadece, kaç saattir annemlere mankenlik yapıyorum ondan.'' dedim yorgun gülümsememle

Gülümsememe karşılık verip ''Az kaldı şu yüzükleri de halledelim, dinleniriz.'' dedi.

Kuyumcuya doğru ilerleyip içeri girdik. Önümüzde çok fazla seçenek vardı.

''Dikkatini çeken bir şey var mı?'' diye sordu Ali

''O kadar da önemli değil aslında alt tarafı yüzük sen seç istersen.'' sözlerim Ali'yi memnun etmemiş olacak kaşını çatmaya başladı.

''Sevda bu bizim yüzüklerimiz olacak ne demek önemli değil?'' sesi kırgınlıkla kızgınlık arasında bir yerdeydi.

''Ali yüzük işte niye bu kadar olay ediyorsun anlamıyorum. Hepsi aynı amaca hizmet ediyor bana göre.'' sakin kalmaya çalıştım zira o ikimizin yerine de yeterince sinir yapmıştı.

Ali kuyumcuya daha sonra uğrayacağımızı söyleyip dışarıya doğru ilerlemeye başladı. Peşinden giderken artık bende sinirlenmeye başlıyordum. Otoparka geldiğimiz de sonunda ona yetişebildim.

''Durur musun artık?'' içimdeki öfkeyi bastırıp konuştum.

Bu sefer sakince döndü bana ve ''İstemediğini hissediyorum.'' dedi kısaca

Gözlerimi devirip ''Daha kaç kere konuşmamız gerekiyor? Her şeyde böyle şüphelenecek misin? Aşık olduğum biri de olsa yüzüğü yine de o kadar önemsemezdim. Alyans işte nesi bu kadar mühim anlamıyorum?''

Kırgın yüz ifadesi içime oturdu ''Seni ne zamandır seviyorum biliyor musun? Ne zamandır bu anları yaşayıp o telaşı o kararsızlığı yaşamak istiyorum? Çok fazla şey istedim kusura bakma bir an senin de benim gibi hissettiğini düşündüm.'' sözleri de içime oturunca iyice kötü hissettim kendimi. Ali arkasını bana dönüp arabasına ilerlemeye başladı. Bir an da hızla gelen arabayı fark ettim ama Ali hala yürüyordu. Peşinden hızla koşup kolundan onu çektim. Araba son an da teğet geçmişti. Ali ve bense onu çekişimin etkisiyle sendelemiş park halindeki arabaya çarparak durabilmiştik. Ben arabaya yaslanmış haldeyken Ali de dibimdeydim. Kolunu hala sıkı sıkı tutuyordum. Kahverengi gözleri hala şaşkınlık içinde bana bakarken kalbim patlayacak sandım. Fazlasıyla yakın oluşumuz nefeslerimizi birbirine karıştırmıştı. Kendimi o andan zor olsa da çıkarıp Ali'nin kolunu bıraktım ve mesafemizi açtım.

Sinirle ona söylenmeye başladım ''Kaç yaşında adamsın önüne baksana biraz.''

Şaşkınlıkla yüzüme baktı sinirlenmem tuhafına gitmişti sanırım ''Ben dalmışım bir an.''

''Neyse dikkat et bir daha, her zaman seni kurtaramam.'' deyip onun arabasına ilerlemeye başladım. Arabaya bindiğimizde ''Kapalı çarşıya bakalım mı?'' sesim az öncekine kıyasla resmen kedi gibi çıkmıştı. Sonuçta evlenmeyi kabul etmiştim bu yüzden gereklerini de yapmalıyım diye düşündüm. Ani değişimim onu gülümsetirken ''Tamam'' dedi.

Yol boyu hiç konuşmadık. Vardığımızda kuyumculardan birine girdik ve seçenekler karşısında tekrar kararsızlığımız başladı. İkimizde dikkatle seçeneklere bakarken bir tanesi nedense gözüme farklı gelmişti. Elimi uzatmıştım ki Ali de elini uzattı. Gözlerimiz birbirini bulduğunda ben şaşırırken o gülümsedi.

Kuyumcu gülümseyerek ''Galiba buldunuz.'' dedi.

Parmağımıza uygun boyutlarda yüzükleri verince denedik parmaklarımıza tam olmuştu. Kuyumcu isim yada tarih yazdırmak isteyip istemediğimiz surdu. İsimlerimize karar verip birkaç saat sonra almak için sözleştik. Çıktığımızda Ali çok mutlu görünüyordu. Çalan telefonumla yüzüne bakmayı bıraktım. Arayan Bahardı.

İLİŞKİ DURUMU: VASİYETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin