Selamün Aleyküm! Ben geldim...
Sözümü tuttum 10K okunmada sizlerleyim. Bu okunma sınırı konusunda sitem ediyorsunuz ama Yanık Ali'nin Leyla'sı sadece benim değil sizinde çabalarınızla büyüsün hakettiği yere gelsin istiyorum. Yeni bölüm 15K okunmada...
Keyifli okumalar dilerim ❤️
🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥🔥
Sessizlik... Dokuz harf üç hece olsa da zamanı yavaşlatacak en güçlü silahlardan biriydi. İnsanoğlu sessiz kaldığı an kendi içinde hesaplaşmaya başlar, kimi zaman beraat eder kimi zaman da pişmanlığın demir parmakları ardına mahkum olurdu. Ali için de dokuz harflik bir sessizlik saatlerdir sürüp gidiyordu. Ama nezarethanenin soğuğu ya da öz babasının kendisinden şikayetçi olması değildi Ali'yi bu savaş meydanına çeken. Annesi Veda Hanım'ın kahroluşunu izlemekti pişmanlığın soğuk demir parmaklıkları arasında bedenini ateşe verip ruhunu donduran...
Duyduğu adım sesleri giderek güçlendiğinde ağzının içinde küçük bir küfür mırıldandı Ali. Arkadaş ortamın da hanım evladı diye dalga geçilen küfürden nefret eden biri olsa da içinde ki öfke dilinde başka türlü yer edinememişti. Birbirine kenetlediği uzun ve kemikli parmaklarından kaldırdığı bakışlarını kaçışı olmadığını bilerek gelen kişiye çevirdi. Kırklı yaşlarının sonunda olan esmer ve hafif göbekli polisin yüzünde kalbinde ki mahkemeyi sona erdirecek bir müjde aradı. Ne yazık ki bakışlarını kaçırıp elindeki anahtarı kilitle buluşturan adamın gözlerinde gördüğü tek şey mahcubiyetti.
Kemal Emiroğlu'nun suçlu ve güçlü olduğu bir savaşta Ali gibi gencecik bir yiğidi harcamak emekliliğe gün sayan Halit'in boynunu bükmüştü. Hele de ayakta dahi durmakta güçlük çeken Veda Hanım'ın kocası Kemal'in ayaklarına kapanarak oğlunun geleceğini kurtarmak için yalvardığına şahitlik etmek sadece Halit değil emniyetteki herkesin vicdanına zulümdü. Herşeyden habersiz evinde bedeninde ki acılarla baş etmeye çalışan Veda Hanım çalan telefonu ile bedenini unuttum yüreğinin acısına yanmaya başlamıştı. Evlat acısı öyle derin ve öyle tarifsizdi ki kadının yorgun bedeni birden şaha kalkmıştı. Karakola nasıl geldiğini bilemeyen kadın indiği taksinin ücretini ödeyip ödemediğini dahi hatırlamıyordu. Gözlerinin önünde perde sadece Ali'yi görmesini emrediyordu sanki. Nefes nefese kapısından girdiği karakolun uzun koridorunda gördüğü tanıdık iki sima ile kalbindeki sizi bir nebze olsa dinmişti ama. Aması vardı...
Kemal'in patlamış kaşı ve dudağında küçük birer bant vardı. Çenesini sabitlemek adına, çenesinin hemen altından başlayıp yüzünü çevreleyen kalın beyaz sargı ile savaştan çıkmış gibiydi. Bakışları yıllarını verdiği adamın yüzünde üzüntü, endişe ve acıyla gezerken Kemal'in, gözlerini buldu acıdan titreyen yeşilleri. Hemen sonrasında ise adamın nefret dolu bakışlarını hakedecek ne yaptığını sorgularken buldu kendini bir anda. Ya kocasının yanında yaşlı gözlerle adamı teselli etmeye çalışan Yasemin'e ne yapmıştı. Kızı gibi sevip, eşi Kemal'e ise alması için rica da bulunmaktan başka ne yapmıştı? Semtlerinde ki nezih restaurantlardan birinde garsonluk yapan Baki'nin maddi sıkıntı çektiğine istemeden kulak misafiri olmuş ve genç adamı sorup soruşturarak yeni doğum yapmış karısı Yasemin'e ulaşmıştı. Sadece Baki ve Yasemin değil yüzlerce kişinin hayatına kibirsiz, riyasız, kanatsız bir melek gibi iyilik katmıştı Veda Hanım. Yasemin'in iki oğlunun kreş masraflarını dahi ödemiş genç kadına eşinin şirketinde bir iş ayarlanmıştı.
Yüreğinde bir zerre azalıp bin zerre artan sızı sağ elini istemsizce sol göğsünün üzerine kapatmasına neden oldu. Titreyen dudaklarından saldığı her nefese eşlik etti pes etmek isteyen adımları. Nihayet kocası Kemal ile yüz yüze geldiğinde ise çeyrek asırdır aynı yatağa baş koyduğu adamla ilk kez tanıştığını hissetti. Sargılı ve ağrıyan çenesine rağmen hırsı ve öfkesi canının açısının önüne geçebilmişti. "Hapisler de süründüreceğim piçini!" diyerek bağıran adam yerine de utandı Veda. Bir adam, bir baba, bir vicdan nasıl kondururdu öz evladına piç damgasını. Ya da Ali sadece Veda'nın mı canından kopmuştu. Yoktan var etmek Allah'a mahsustu, Ali'nin var olmasına sebepken şimdi nasıl bir gözü dönmüşlükle evladı olduğunu unutup, "Piçini..." derdi? Veda'nın ne aklı ne kalbi aldı bu katliamı. Katliamdı Kemal'in yaptığı. Kabul bir damla kan dökmemişti ama Veda'nın yılları ve aşkı kanamadan can vermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANIK ALİ'NİN LEYLA'SI
General FictionKusurlu görülen bir bedene kusursuz aşkıyla misafir olmuştu Ayşe Leyla. Bakışları, aşkı, gülüşü Ali'yi her gördüğünde yerinden çıkacakmış gibi çarpmaya başlayan kalbi kusursuzluğun en güzel tarifiydi. Kendisini bildi bileli ruhundaki yaralar acımad...