ama sen gülümsediğinde efsane bir süre daha yaşıyor*

4.8K 342 69
                                    

Good Morning/ you*

Karsu/ siyah*

Ezginin Günlüğü/ leyla* :)))

Hüsnü Arkan & Birsen Tezer/ öyle bir rüya*


Ertesi sabah birbirimizin kolları arasında güne çırılçıplak başladığımızda yeniden tanışmamız da kaçınılmaz olmuştu. Bu kez daha tutkuluydum. Bir yırtıcı gibi üzerine atlayan da, ona fırsat tanımayan da bendim.

"Sana aşık olmamak mümkün mü?" diye sormuştu nefes nefese. Bilirsiniz bazı itiraflar en savunmasız hissettiğiniz anlar da gelebilirdi. Duraksamıştı kollarının arasında. Gözlerimin dolduğunu biliyordum. Onunla sevişirken böylesi duygu yoğunluğunun içine girmem oldukça normaldi. Belki bir gün sonra yatağımda, kollarımda, evimde, yanımda olmayacak bir adamı öpüyordu dudaklarım.

Gerçekten Leyla!

Gerçekten sevişirken ağlayacak mısın?

Gözyaşlarımı görmesini istemiyordum. Yeniden dudaklarına kapandığımda yumuşacık karşıladı beni, uzun uzun öpüştük sonra. 

Biliyordum ki ben onu ilk çizdiğim günden beri, hayır! Aklıma ilk düştüğü andan bu yana aşıktım ona. Aksi nasıl mümkün olabilirdi ki? O benim tüm genç kızlık hayallerimin içindeydi.

Bozcaada'daydı, evimdeydi, defterimdeydi, sahildeydi... Kalbimde olmasaydı tüm buralara sızabilir miydi?

Elleri vücudumun her yerini keşfederken, gece siyahi saçlarım göğsüne serilirken, dudaklarım dudaklarına doyamıyorken ve en mahrem yerlerimiz bir bütünü oluştururken benim bu adama aşık olmamam mümkün müydü ki?

"Seni." dedim usul usul dudaklarını öperken.

"Seviyorum." Yeniden öptüm.

"Hem de uzun zamandır."

Gözleri bu gerçeği uzun zamandır biliyormuş gibi baktı ve bu kez uzun uzun öptü beni. "Tanrı ikimizi bir olalım diye yaratmış." derken hafifçe doğrularak göğsümü öpmüştü.

"Artık beni kovduğu için ona kızgın değilim." 

İşte o an dışarıda öyle bir gürültü kopmuştu ki sıçrayarak tutundum Alain'e. O pek etkilenmemiş gibi ayırmıyordu gözlerini üzerimden. Hayretle baktım güzel yüzüne.

"Camlar kırılacak sandım! Oysa hava güneşli görünüyordu." dedim. Gülümseyip saçlarımı tek bir omzumda topladı ve açıkta kalan boynumu koklayarak uzun uzun öptü.

"Tanrı sözlerimi duymuş olmalı Leyla. Aşkımıza saygı duyuyor olmalı."

Bütün her şey bittiğinde, kolları arasından zorla ayrıldığımda ve bana internetten öğrendiği peynirli omletten pişirdiğinde de gülümsüyordum. Türk çayını kahveden daha çok sevdiğini söylerken, ona yeniden karnıyarık yapmam için yalvarırken o kadar tatlı görünüyordu ki onu kendime çekip öpmem gerekmişti. 

Bana reçelli ekmek hazırlarken parmağına damlayan reçeli diliyle yalarken... Ah hayır! İşte o zamanlar hiç de tatlı değildi. Ona doymuyordum! Bu adeta bir şaka gibi!

NÜ'LER OLUYOR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin