senden bir cazibenin yüceliği gibi korkuyorum*

5.8K 443 103
                                    

Amir & Indila/ Carrousel*

Bir keresinde liseden arkadaşlarla birlikte Gökçeada'ya kaçmıştık. Kaçmıştık diyordum çünkü annemlere haber verme gereği duymadan sabahın ilk ışıklarında bir balıkçı teknesine atlayıp Çanakkale'ye, oradan da ilk feribota atlayıp, Kabatepe'ye, oradan da feribotla İmzroz'a ulaşmıştık.

Çok küçükken babamın, dalış yapmak için Yıldız Koy'a geldiğini hayal meyal hatırlıyordum. Annemle ben adadaki evimizde kalır, ertesi gün babamın ilk seferle yanımıza gelmesini beklerdik. 

Annem o zamanki ergen Leyla'nın hayatından hep endişe duyardı. Tasvip etmediği liseli bir grup ergenle diğer adaya kaçan Leyla'nın hayatından ise daha çok...

Telefonum yoktu ve bana ulaşabilecekleri tek bir arkadaşımla bile tanışmamışlardı. Her birimiz adalı olmamıza rağmen bir grup haylaz ve yalnız gençten başkası değildik. Şimdi sorasınız isimlerini bile hatırlayamam ama annemden yediğim ilk tokat onların gözleri önünde olmuştu.

Bu yüzden bir daha onlarla asla görüşmedim.

Sebebi yanlış arkadaşlar olmaları ya da annemin onları istememesi falan da değildi üstelik.

Sebebi onların benim yediğim tokada şahit olmalarıydı.

Hayatımın belki de en utandığım anını görmüşlerdi ve artık onlarla aynı masada bir şeyler içmem, adalardan diğerine kaçmam mümkün olmayacaktı.

Hayatımda ikinci utandığım an ise bu sabah gözlerimi açtıktan hemen sonra gerçekleşmişti. Yatağın diğer tarafı boştu ve işin en garbisi ise yorgan hiç bozulmamış bir şekilde serili duruyordu. Yine de Alain'in düzeltmiş olması ihtimaline sarılarak ona seslenmiştim ve bingo! Herif gözlerini ovuşturarak uyku sersemi sarsak adımları ile yanıma gelmişti. 

Üzerinde geceki tişört yoktu.

Yine çıplaktı.

"Neden bağırıyorsun sabah sabah?" diye sorduğunda gözlerim dudaklarına kaydı. Oysa dün gece onu kana kana öptüğümden emindim. Hatta onun sıcak göğsünde uyuyakaldığımdan da öyle.

"Dün gece." diye sordum usulca. "Yanıma yatmadın değil mi?"

Sorum onu şaşırtmış gibi baktı önce. Sonrasında yine o yaramaz gülümsemesi eşliğinde cevap verdi. "Hayır. Yatmamı mı isterdin yoksa?"

"Ne münasabet!" dedim asabice. "Emin olmak istedim sadece."

"O zaman." dediğinde yatağa yaklaşmış ve üzerime doğru eğilmişti. "Neden bana böyle bakıyorsun?"

"Nasıl bakıyorum?" 

"Garip. Baygın bakıyor gibisin. Hasta mısın yoksa?"

Benimle alay ettiğini anlamam kısa sürmüştü ve onu göğsünden ittirerek kendimden uzaklaştırdım ve yataktan acele ile kalktım.

"Şükür ki bu gece huzurlu bir uyku çektim." diye söylendim sinirle. "Bir daha asla yatağımdan yatamazsın."

"Orası hiç belli olmaz Leyla." derken o mutfağa ben de banyoya doğru ilerliyordum. Kapıyı kilitleyip aynadaki yansımama baktım. Yanaklarım hafifçe kızarmış, gözlerim şişmişti.

NÜ'LER OLUYOR?Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin