15.09.1994
sevgili han jisung,
bir mektuba, günlüğe veya herhangi bir yazıya nasıl başlanır pek emin değilim. hoş, daha önce mektep dışında kalem tutmuşluğum da yoktur. her zaman sokakta arkadaşlarımla oyunlar oynayan, eve geç gelip annesinden babasından geç geldiği için dayak yiyen çocuktum ben.unutmadan, sana bu mektubu neden yazdığımı merak ediyorsundur. gündüz gözüyle bisiklete binmiştim o gün. postaneye gidiyordum birkaç işimi tamamlamak için. lale bahçesinin önünden geçerken yeni doğmaya başlamış güneşin aydınlattığı kahve saçlarını gördüm önce. sonrasında gülümseyerek laleleri toplayan seni. bir melek ya da bir serap gördüğümü düşündüm. sabahın ilk ışıklarında bir insan evladının lale bahçesinde ne işi olur ki?
seni izlerken bisikletin hakimiyetini kaybettim, yere düştüm. düşüşüm beni pek etkilememişti. yerde oturmaya devam edip seni izledim bir süre daha. sonra sen beni fark ettin. fark etmemeni dilerdim. böylelikle seni izlemeye devam edebilirdim. gülümseyerek topladığın laleleri kenara bırakıp yanıma geldin endişeli bakışlarınla. sen yanıma yaklaşırken mayhoş şekilde seni izlemeye devam etmiştim. bana seslendiğini de duymamıştım. meğer dizim kanıyormuş o düşüşten sonra. sen söyleyince hissettim acısını. cebinden çıkardığın beyaz, çiçek nakışlı mendili uzattın kanayan dizime sarmam için. ancak sana o kadar dalmışım ki ne dediğini anlayamamıştım o saniye. sonradan idrak edince özür dileyerek aldım mendilini. dizime sardıktan sonra teşekkür ettim, sana gülümseyerek bisikletime bindim. yoluma devam ettim.
o gün keşke sana güzel olduğunu, hayatımda gördüğüm en güzel insan olduğunu söyleseydim. güzelliğinle karşılaştırdığı için teşekkür ediyorum her gün tanrıya. tekrardan teşekkürler tanrım.
sevgilerle,
lee minho
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tulip, minsung
Fanfictionsevgili han jisung, o çok sevdiğin lale bahçesinin ortasında seni öpebilecek cesaretimin olmasını dilerdim. [angst] [minific]