Yol yorgunluğundan uyandığımda saat 11 olmuştu. Annem ve babam kahvaltı yapmıştı ve ikiside bahçedeydi. Annem bana sandviç hazırladı. Daha sonra biraz kasabayı gezmeye karar verdik. Burda yaşamak ve yılın 365 gününü burda geçirmek isterdim ama bu biraz imkansızdı çünkü evimiz İstanbul'da babam ve annemin işi de yine oradaydı. Babam annem ile bana buradan hatıra kalması için bir bileklik aldı. İkimizde çok beğendik biraz daha gezdikten sonra eve doğru gezerek geldik. Denizin görüntüsü çok büyüleyiciydi bir an önce yüzmek istiyordum.
Eve geldiğimizde yana taşınan aile ile tanıştık. Annem ile babamdan sonra sıra bana gelmişti. - Merhaba ben Sinem diyip elimi uzattım. Benim ile aynı yaşta ya da tahminimce benden büyük olan çocuğa elimi uzattığımda elim havada kalmıştı. Gözlerimi devirip annesine babasına gülümsedim. Çok tatlı insanlara benziyorlardı küçük kardeşi elif çok tatlıydı. Çocuğun adını hala öğrenememiştim. Elimin havada kalması sinirimi bozmuş çocuğa kıl olmuştum. Onu bir kenara bırakıp odama geçtim.
~ selam kızlar bugün burayı gezdik keşke burada kalabilsek ama sizin de burda olmanızı isterim tabiki siz olmadan tadı olmaz.~babamdan bugün için bir hediye bu arada burdan istediğiniz bir şey var mı canlarım.
Banu yazıyor....
~ bu harikaaa
Ece yazıyor...
~sana hediye konusunda güveniyoruz. Bu arada bileklik aşırı hoş bebeğim en güzel günlerde kullan.
~çok teşekkür ederim bebeklerim şimdilik gitmem gerek sizi seviyorum.
Diyip annemle babamın yanına indim. Sahile gitmek için izin aldım. Yakın olduğu için pek bişey söylemediler.
Sahile geldiğimde denizin huzur veren sesi ve rüzgarın sesini dinliyordum ki yanıma oturan birini fark edene kadar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzüm sensin
Teen FictionHayatınıza giren kişinin sizin tüm hayatınız olması mı ? o zaman bu hikaye tam size göre