Selam, keyifli okumalar. Umarım beğenirsiniz. Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın :)Bölüm şarkısı; Mabel Matiz - Ahu
Vee şuraya başlama tarihi alalım.👉
°°°
Saatimi son kez kontrol ederken, masamda bulunan tuşlu telefonla Hasan'ı aradım. Uzun bir bekleyişin sonunda telefon açılmıştı . Kesin yine yemek peşindeydi. "Neredesin sen Hasan? Neden açılmıyor bu telefon? Su nerede?" Diye sıralamıştım sorularımı. Ağzında bir şeyler geveledikten sonra; "Hocam kusura bakmayın yemek yiyorduk." diye açıkladı. Tahmin etmiştim. Ben henüz yemek yememiştim. Birazdan hastaneden çıkacağım için evde yemeyi tercih etmiştim. "Tamam Hasan yemeğinizi hızlıca yiyip odama gelin." telefonu yüzüne kapatıp masanın üstündeki yerine bıraktım.
Yaklaşık 10 dakika sonra kapıyı çalıp 'gel' dememle içeri, çalıştığım hastanede 6 aydır stajyerlik yapan doktor adayları Hasan ve Su gelmişti. "Ooo sonunda teşrif edebildiniz hoşgeldiniz Hasan bey, karnınızı doyurabildiniz inşallah." diye alaya aldım. "Doyurdum hocam keşke sizde gelseydiniz. Asiye teyze yine döktürmüştü." Asiye sultan yine neler yapmış ama benim haberim yok öyle mi? "Hasan umarım şaka yapıyorsundur. Lütfen şaka yaptığını söyle."
"Yok vallahi hocam ilk gördüğümde rüya sanmıştım ama vallahi bir rüya bu kadar gerçekçi olamazdı." Tamam yemek yemeyeceğiz dedik ama işin içinde Asiye sultan vardı. Araya hemen Su girmişti; "Hasan o nasıl konuşma öyle Erva hoca senin askerlik arkadaşın mı?"
"Dur bakalım Su. Ben şimdi yanlış anlamadım değil mi? Asiye sultan geldi, envai çeşit yemek yaptı, ve siz bana bunu şimdi söylüyorsunuz?" Su şaşırmıştı, " Hocam Hasan size haber vermedi mi?" kafamı olumsuz anlamda sallarken sinirle Hasan'a baktım. O sırada Su "Hasan seni Allah bildiği gibi yapsın haber vermedin mi Erva hocaya?" demişti.
Hasan korkarak "Ho-hocam ben vallahi unut-" hızlıca kestim sözünü, "Başlatma şimdi vallahine, bu gece nöbete kal da aklı başına gelsin. Ha unutmadan bir daha Asiye teyze gelirse ve benim haberim olmazsa, o zaman yaktım seni çırak! Hadi bakalım in acile hastalar seni bekler." dediğimde hızla odadan çıkmıştı. Bize de arkasından gülmek düşmüştü.
Önlüğümü çıkarıp yerine ceketimi giydim, masanın üstünden telefonumu ve arabamın anahtarını aldım. kapıya doğru Su'yla birlikte adımlarken "Su sen de hazırlan 5 dakikaya arabada ol, seni de bırakayım evine." dediğimde odamdan çıkmıştık. "Tamam hocam." deyip yanımdan ayrıldı. Bende odamın kapısı kilitleyip çıkış katına doğru ilerledim.
Bugün hastane çok yoğun olduğu için fazlasıyla yorgundum. Su'yu eve bıraktıktan sonra son derece çekirdek olan aile evime gelmiştim. Konaktan içeri girdiğimde kardeşim Bahar karşıladı beni. Sanki hiç görmemiş gibi sımsıkı sarıldık ve heyecanla bana fakültesinde yaşanan kavgayı anlatmaya başladı. "Sonra da o şıllığın saçından sürükleye sürükleye tüm fakülteyi gezdirdim." Bu kızın enerjisinden istiyorum ben ya. Kol kola avluya ilerledik.
Yemek hazırlanmıştı, annem ve babam bizi bekliyorlardı. "Hoşgeldin evladım." dedi annem. Tam dibine gidip sandalyenin arkasından sarıldım. "Hoşbuldum sultanım." Babamla da selamlaştım aynı şekilde. Sonra masadaki yerime geçtim.
"Ayşiiim," Annemin bağırtısıyla yerimde sıçradım. Bu kadının cırtlak sesi sonum olacaktı. Yardımcımız Nazmiye teyzenin 6 yaşlarındaki fındık kurdu Ayşim gelince annem tekrar konuştu. "Kızım koş Berzan abini çağır. Gelsin sofraya." baş sallayarak, "Tamam Ayten teyze." deyip paytak adımlarla Berzan abimin çalışma odasına doğru ilerledi. Birkaç dakika sonra abim sofraya gelmişti. Bana bakarak " Hoşgeldin Balım." dedi. "Hoşbulduk abicim." dedim gülümseyerek. yardımcılarımız da gelince tatlı sohbetlerle yemeğimizi yemiştik.