İşte böyle tutkulu bir aşkın çocuğuydu Nisan. Annesi ve babası arasındaki güçlü sevgiyi hissederek büyüdü. Gücünü hep mutluluktan aldı. Zor durumlar karşısında arada tökezlese de pek şikayetlenmez onları bir an önce çözüme kavuşturmaya bakardı. Bu yönünü annesinden almıştı. Zeynep Hanım da güçlü yapısıyla pek çok şeye yetişir, büyük küçük mutluluk çıkaracak bir şeyler her zaman bulurdu.
Artık veda vakti gelmişti. Ve veda günü Nisan'ın o güce ve mutluluğa en çok ihtiyaç duyduğu günlerden biriydi. Valizleri arabanın bagajına yerleştirdiler ve yola çıktılar. Yol boyu aklından türlü şeyler geçirdi. Şehrini özleyecekti.
Pencereden uzun uzun insanları izledi. Güneşli bir pazar gününü fırsat bilenler sokaklara dökülmüş denizin ve temiz havanın tadını çıkarıyordu. Denize karşı içeceklerini yudumlayanlar, bisiklet sürenler, yürüyenler, oyun oynayan çocuklar, fotoğraf çekilmek için bir telefon kamerasına sığmaya çalışan birbirine kenetlenmiş insanlar... Ne kadar keyifli ve telaşsız görünüyorlardı.
O ise uzun zamandır olduğu gibi telaşla karışık değişik duygular içindeydi. Bir yandan büyümüş gibi bir yandan büyümek için henüz çok küçük ve hazırlıksız gibiydi. Bir yandan heyecanlı bir yandan endişeliydi. İzmir'e ve sevdiklerine bu kadar derinden bağlı olduğunu daha önce hiç bu denli fark etmemişti. Değişiklik gerçekten de alışması zaman alan bir şeydi.
Yakın arkadaşlarının hepsi üniversite için zmir'de kalmışlardı. Önceki akşam hep beraber otururlarken türlü hayallere dalmışlardı. İdil, Özge, Mert, Yağız ve Nisan. Arkadaşlıkları ta ilkokul yıllarına dayanıyordu. İçlerinde şehir dışına tek çıkacak olan Nisan'dı.
"Artık İstanbul'da da bir evimiz olacak." dedi keyifle Mert.
"Ama ilk etapta değil canım. Bir süre okulun yurdunda kalacağım. Anlaşabileceğim bir ev arkadaşı bulursam evet; o zaman İstanbul'da bir eviniz olacak." diye gülümseyerek yanıtladı Nisan.
"Aynen. Ev fikri güzel ama yurt hayatı da güzeldir bence! Ne bileyim bir sürü farklı arkadaşın olacak. Sonra geceleri yatak sohbetleri... Hatta ben de yıllarca hep ona özendim. Ama sonuç; İzmir'de kaldım!" diye söze girdi İdil.
Yağız ve Özge de aynı şekilde İdil gibi Nisan'a özeniyordu.
'Şans' diye düşündü Nisan. Ve onu yürekten diledi. Bunca yılın kontrol delisi Nisan'ı bu defalık işini şansa bıraksa, şans uzunca bir süre hep peşinde olsa n'olurdu ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Icimde Bir Ses
General FictionBelki de son günlerini geçirdiği şehrin manzarasına uzun uzun baktı ve mis gibi deniz kokusunu içine çekti. Kordon onun için de her İzmirli kadar güzeldi ama Eylül'de başka güzeldi. Artık sırtından büyük bir yük kalkmış ve hafiflemişti. Başarmıştı...