KARLI BİR GÜN

156 32 75
                                    

Yaşadıklarımın yükü oldukça ağırdı. Oysa henüz daha sadece 15 yaşındaydım. Reşit bile değildim. Çocuktum. Fakat ruhum çoktan yaşlanmıştı. Çok fazla acı biriktirmiştim ,yüreğimde. Çok fazla gözyaşı. Fakat her şeye rağmen umudumu yitirmemiştim. Hayat bir şekilde devam ediyordu. Edecekti de. Uzun bir hayat beni bekliyordu. Oysa ben bunun bile hızlıca geçeceğini düşünüyordum. Zaman oldukça hızlıydı. Bunu 30 yaş ve üzerindeki insanlarla konuştuğumda daha da iyi anlıyordum. Bana diyorlardı ki " bu yaşa nasıl geldim anlamadım ki, oysa  daha dün küçük birer çocuktum".

Hava bugün oldukça soğuktu. Her yerde kar yağıyordu. Karı, soğuğu severdim.Sadece üşüyordum ama ruhumun üşüdüğünü hissetmiştim. Soğuk hava neydi ki? benim içim. Kırmızı tuğlalar ile yapılmış düz yolda yürüyordum. Bir anda yere beyaz noktalar düşmeye başladı. Bunun kar olduğunu anladım. Hemen mavi beremi ve eldivenlerimi taktım. Kar kısa süre içerinde yemyeşil ağaçların üstünü kapladı. Turuncu bir burun, siyah burun ve ağız yaparak bir kardan adam oluşturdum. Çok eğleniyordum. Van böyle bir şehirdi işte. Kışı sert ve soğuktu. Birden gene ağlamaya başlamıştım. Bunun nedeni ise yıllar önce ailemle birlikte kar fotoğrafı çektirdiğimiz resimdi. Ben henüz bebektim. Nasıl güzel gülümsüyordum, o resimde. Halen daha çekmecemde durur arada bir  elime alır özlemle ailemi anımsarım. Kalbimdeydiler. Eğer erken yaşta öleceklerini bilseydim onlarla daha çok resim çektirirdim. Bunu onlardan isterdim. Fakat bunu nereden bilebilirdim ki? 

Ayrıca ağladığıma da pişman değildim. Bu konuda beğendiğim bir söz vardı oda şuydu "Ağlamak insanın zayıf olduğu anlamına gelmez. Kalbi olduğu anlamına gelir". Anonim.

Hepimiz insanız. Duygularımız var. Buda çok normal diye düşünüyordum.

Her yer bembeyazdı. Arabaların , evlerin üstü hep kar dolmuştu. Camlar buğulanmıştı. İnsanların elinde eldiven , boyunlarında atkı , başlarında bere , ayaklarında ise çizme , bot vardı. Akşamdan beri yağan kar hala devam ediyordu. Çocuklar çeşit çeşit kardan adam yapmışlardı. Kardan adamları da giydirmeyi unutmamışlardı. Ben yürümeye devam ederken aynı anda etrafı da gözlemliyordum. Hemen oturduğum yerden yazı yazmaya başladım. Arada yaşadığım şeyleri, duyguları not ederdim. Yazmayı seviyordum. Başıma gelen çok iyi bir olay vardı. Oda blog sitesi açıp biraz para kazanmaya başlamamdı. İnsanlar gerçekten de yazdığım öyküleri beğeniyorlardı. Bu yüzden de çok mutluydum. Hayatımda güzel şeyler de oluyordu. Sonunda başarıyordum. Hem artık yalnız da değildim. Canım dostlarım kedim,köpeğim de yanımdaydılar. Onları besliyor, seviyor, onlarla birlikte yürüyüş yapıyordum. Derken yanıma bir kız  geldi.

"Merhaba nasılsın?".

"İyiyim sağol sen nasılsın". diyerek karşılık verdim.

"İyiyim bende sağol. Yalnız olduğunu fark ettim. Biraz oyun oynayalım mı? yaşıt birini arıyordum uzun süredir etraf yaşlı insan dolu".

"Olur bunu çok isterim" dedim. Mutlu olmuştum.

"Adın ne? Ben Cemre". dedi kız.

"Bende Sertap".

"Çok memnun oldum".

"Bende aynı şekilde."

Böylece beraber oynamaya başladık. Gezdik. Birbirimize gittiğimiz liseden bahsettik.Okulumuz, sevdiğimiz dersler ile ilgili konuşup birbirimizi tanımaya başladık. Kızı sevmiştim. Birbirimizin telefon numaralarını aldık. Artık arada bir  haberleşip, görüşecektik. İlk arkadaşımı da böyle bulup, edinmiştim. Bu bana çok iyi gelmişti. Artık yalnız değildim. Hoş yalnız da olsam benim kimseye ihtiyacım yoktu,  orası ayrı ama, kafa dengi birisi olduğu zaman da tadından yenmiyordu yani. Öyle değil mi?

Cemre iyi kızdı. Sevmiştim. Oda benimle yaşıttı. 15 yaşındaydı. Ona hayatımdan bahsetmiştim. Çok üzülmüştü. Bana sarıldı. Ve aynen şöyle dedi "Ben artık yanındayım dostum sen hiç merak etme".

Beni ailesiyle de yakında tanıştıracağını söylemişti. Olur dedim. Kız iyiydi. Bana ailesinden bahsetti. İyi insanlar oldukları belliydi. Şimdiden ısınmıştım bile.

Henüz görmeden.  Çünkü ben bazı şeyleri hissederdim. Empati yeteneğim çok iyidir.Sıcakkanlı biriydim. Şansıma Cemre'de öyle çıkmıştı. Kan çekiyordu demek ki. Yapısı gereği soğuk olan iyi olan insanlar da vardı elbet. Sözüm meclisten dışarıydı. Benim nefret ettiklerim kalbi kötü olanlardı. Başkasına zarar veren, onun iyi niyetini kullanan insanlaraydı. Diğerleriyle bir problemim yoktu. Olamazdı da zaten. Herkes herkesle zaten anlaşamazdı. Konuşmazdın, hayatına almaz, sınır koyardın bu kadar basitti. Ben savaşa, kavgaya karşıydım.

Bakalım bundan sonra hayatımda neler olacaktı?






SERTAPHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin