chase atlantic - meddle about
25 Nisan 2022 Seoul,
öğleden önce 09.38Duruşmaya ara verilmesinin ardından Minho derin bir nefes vererek dışarı adımlamış, kravatını gevşetmeye koyulmuştu. Jeongin hızlıca arkadından ilerleyerek sıkıca çantasına tutundu. "Teşekkür ederim!" dediğinde Minho peşinden gelen tatlı gence baktı.
"Hakim tam anlamıyla ikna olmuşa benziyor.
Seni buraya iki defa üst üste gelmek zorunda bıraktığım için üzgünüm, ama sanırım bu son seferdi!" Minho, dudaklarının kenarları asılırken iç çekti.Ortada teşekkürü gerektiren değil, içten özürü hak eden bir durum vardı. Elleriyle Jeongin'i bile isteye mahvediyordu. Bu hayat dolu gözüken genç adamdan özür dilemeli, onu affetmeleri için ayaklarına kapanmalıydı. Ama sadece başını sallamakla yetindi.
Onların ardından yanındaki polis ile elleri tekrar kelepçelenilen Hyunjin çıkmıştı. Gülümseyerek Jeongin'e baktı.
"Kazanıyoruz!" dedi Hyunjin'e dönerek. "Tanrım! inanmıyorum, kazanıyoruz!" Jeongin tatlı gülümsemesini karşısında duran katile karşı sunarken, Hyunjin gülümsemişti. Tıpkı onunki gibi tatlı ve içtendi. Ama sadece görünüşte.
İçinden, onun tatlı olduğunu düşünüyor, ama en ufak bir acıma duygusu duymuyordu. Asla pişman değildi.
Jeongin, yanındaki iki arkadaşa tatlıca gülümseyip teşekkür ederken, dışarıdan ciddi görüntüsünü bozmamaya çalışıyordu. Çünkü işin sonunda o bir avukattı. Henüz genç ve toy olduğu için edinmek üzere olduğu en kuvvetli başarı onu tatmin etmek üzereyken dâhi ciddi görünmeyişinin bunu bozmasını istemiyordu.
Yüzünü düz tuttu. Karşı tarafın vekili ona kötü bakışlarını sunarken, o sadece önüne döndü. Elini gri pantolonun cebine atarken, bakışlarını oturan Hyunjin'de sabitledi.
Bu adam onun müvekkili, o Hyunjin'in müdafisiydi. Ancak Hyunjin tanıştıkları birkaç ay içerisinde sanki Jeongin onun sinir ettiği bir arkadaşıymış gibi davranmaya başlamıştı.
Doğal olarak aralarındaki avukat - müvekkil ilişkisi bozulmuştu. Jeongin ona karşı daha dürüst ve samimi davranıyordu. Bu yüzden duygularını gizleme ya da prosedürleri tek tek açıklama ve uyma zorunluluğu hissetmiyordu. Ama yine de bunun yanlışlığının farkındaydı.
Sonuçta ikisi de yetişkin bireylerdi. Hyunjin'in bunu hiçe sayarak yaptığı şeyler sınırlarım ötesindeydi. Ona dokunuyor, etkiliyor ve ahlaksız cümlelerini sakınmıyordu.
Asıl tuhaf kısım Jeongin'in de bundan kendini çekmiyor oluşuydu. Hyunjin'in kendisi ile sadece eğlendiğini düşünüyor hükümden sonra bir daha görüşmeyeceklerini umuyordu. Bu yüzden onu asla ciddiye almamış, oyununa ayak uydurmuştu.
Ancak şimdi hakim, Hyunjin'i tutukluluk hâline son ve beraat kararına onay vermiş, ikili birlikte adliyenin dışına yürürken, Hyunjin kendini gülümsemekten alamıyordu. Jeongin için her şey burada bitmişti. Davayı kazanmıştı. Kariyerinde başarıya ulaşmış, artık bunun üzerinden ilerleyecekti. Hyunjin kurtulmuş, bağlarını onunla kesecekti.
Fakat tam adliye kapısına geldiklerinde, Hyunjin hâlâ açılmamış bileklerine baktı. Az sonra gelecek olan memur açacaktı bileklerini.
Önünde durup onunla birlikte bileklerinin açılmasını bekleyen Jeongine, gülümseyerek baktı. Bu tatlı ve sevecen bir gülümsemeydi. Uzaktan gören birinin kalbini ısıtır ve Hyunjin'in, Jeongin'e aşık olduğunu düşündürürdü. Jeongin'e göre ise korkutucuydu sadece.
Kafasını sallayarak bakışlarına karşılık verdik. "Ne oldu?" dediğinde, Hyunjin kafasını sağa eğerek gülümsemesine devam etmişti. "Bugün çok güzel görünüyordun bebeğim, söylemeyi unuttum." diyerek göz kırparken, Jeongin kimsenin duymamasını göz ederek ona yaklaştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
salvatore | hyunin
Fanfiction"Tedaviye ihtiyacın var." Yang Jeongin, adeta bir katil tarafından kapana kısılmıştı.