Firefighter ✔

4:three months

Kapısı tıklandığında Sooyoung bakışlarını o tarafa çevirdi. Sooyoung'un içeriden gel dediğini duyar duymaz kapıyı yavaşça araladı Park Jimin ve içeri girdi. Yatağın sağında kalan koltuğa oturdu.

İlk başta garip bir sessizlik oldu. Üç aydır görüşmüyorlardı ve bu üç ay öncesinde harika bir ilişkileri vardı.

Üç ay önce birbirlerinin her şeyi iken, şu an birer yabancı gibi hissediyorlardı.

Jimin bu sessizlikten hoşlanmadığı için konuştu.

"İyi görünüyorsun."

Sooyoung hafifçe gülümsedi.

"Daha iyi olmuştum."

"Bir yerin ağrıyor mu?"

Kafasını olumsuz anlamda salladı.

"Bacağıma yanan bir kalas parçası düşmüş sanırım. Yakmış biraz. Onun dışında gayet iyiyim."

"O zaman birkaç güne çıkarsın buradan?"

"Namjoon ciğerlerim tamamen temizlenmeden çıkamayacağımı söylüyor."

Jimin kıkırdadı.

"Başhekim ne derse doğrudur."

Mesajlaşırken konuştukları şeyin aynısını söylediklerinde ikisi de hafifçe gülmüştü. Bundan sonra yine bir sessizlik oluştuğunda Sooyoung bu sefer onun konuşması gerektiğini düşünmüştü.

"Sen nasılsın? Hayat nasıl gidiyor?"

Üç aydır konuşmadığın eski sevgilinle ne konuşabilirdin ki?

"İyiyim. Her zamanki gibi, işten eve evden işe."

Sooyoung kafasını olumlu anlamda salladı. bu

Daha ne diyebilirdi?

Jimin aklına gelen soruyu sordu.

"Yangın nasıl çıktı?"

Sooyoung omuz silkti.

"Sanırım doğalgaz kaçağı varmış. Ben de ışığı açınca..."

"Doğalgaz kaçağı mı? Ev sahibinin bununla ilgilenmesi gerekmiyor muydu?"

"Evet. Birkaç kere söylemiştim ama adam götüne bile takmadı beni."

Jimin göz devirdi.

"O adamı şikayet edeceğim."

"Gerek yok. Ortada bir ev kalmadı zaten. Bu ona yeter de artar."

İkilinin bu 'hoş' sohbetini bölen tıklanan kapı olmuştu. Sooyoung'un "Gel!"demesiyle içeri giren Kim Namjoon gamzeleriyle sırıtıyordu.

Eh ve tabi elindeki hamburger poşetiyle.

Sooyoung onun bu haline gülmeden edemedi.

"Onun başhekim olduğuna kimse inanmaz, bu halini görseler."dedi onun peşinden odaya giren Namjoon'un biricik eşi Yoobin.

Sooyoung onu uzun zaman sonra gördüğü için çok mutlu olmuştu.

"Hadi ama Yoobin!"Namjoon'un tatlı isyanına Yoobin gülümsemiş ve kocasının yanağına, parmak ucunda yükselerek, bir öpücük kondurmuştu.

"Sooyoung... Nasılsın bebeğim? Namjoon söyleyince hemen geldim."

"Bakın burada kim varmış! Park Hain Jimin."

Yoobin, Sooyoung'a yaklaşıp onun canını acıtmadan sarılırken; Namjoon da elindeki poşetleri bırakmış, Jimin'e sarılıyordu.

Bu grup en son Yoobin'in düğününde görüşmüştü. Yani... Beş yıl önce.

Yetişkin oldukları için, hepsinin kendi işleri vardı. Hepsi yoğundu. Namjoon başhekimdi, Jimin itfaiyeci, Sooyoung açtığı kafede çalışıyordu, Yoobin de minik canavar oğluyla uğraşıyordu. Bunca iş arasında buluşacak vakitleri olmamıştı.

Her ne kadar hastane odası buluşmak için ilk tercihleri olmasa da şu an buradaydılar.

"Hamburgerler soğumasın!"