Sooyoung hastaneye girer girmez danışmaya Park Jimin'in kaldığı odayı sormuş, beklemeden hızlı adımlarla oraya ilerlemeye başlamıştı.
Jimin'e bir şey olması ihtimali onu çok korkutuyordu. Korkudan elleri titriyor, beyni çalışmayı durduruyor gibiydi.
Derin bir nefes alıp, yüzünü ovuşturdu Sooyoung. Jimin'in odasının bulunduğu kata geldiği için durmuştu.
Jimin yüzünden ikilemde kalmaktan nefret ediyordu.
Belki de kalmamalıydı.
Oflayıp, danışmadaki çalışanın tarif ettiği şekilde ilerledi. Sonunda Jimin'in odasının önünde durunca elini kapının koluna atıp açmadan önce derin bir nefes aldı tekrar.
Kendinde kapıyı açacak güven bulunca içeri girdi.
Namjoon içerideydi ve yatakta yatan Jimin'le birlikte bir şeyler konuşuyorlardı. Jimin kapıda dikilen Sooyoung'u gördüğünde çatık kaşlarla karşısındaki Namjoon'a döndü.
"İyi ki Sooyoung'a söyleme dedim."
Namjoon onu duymamış gibi yapıp ayağa Sooyoung'a döndü.
"Hoşgeldin Sooyoung."
Sooyoung Namjoon'a cevap olarak hafifçe gülümsedikten sonra konuştu.
"Bize biraz izin verir misin Namjoon? Bazı şeyleri açıklığa kavuşturmamız gerekiyor."diyen Sooyoung'a Namjoon'un cevabı sadece odadan çıkmak olmuştu.
Sooyoung Namjoon'un kalktığı yere otururken Jimin'in bakışları kızın üzerindeydi.
"Öncelikle, aptalsın."diyerek konuşmasına başlayınca alayla güldü Jimin.
"Sürekli aklımı meşgul ettiğinden işime odaklanamıyorum."
"Yani? Bundan vicdan azabı duymamı mı bekliyorsun? Sana kaç kere dedim itfaiyeci olma diye."
Omuz silkti Jimin.
"Hayallerimin peşinden gitmemi de söyledin."dedi ve devam etti.
"Bu yüzden senin peşini hiç bırakmadım."deyip göz kırptığında Sooyoung abartılı bir şekilde göz devirip kusuyormuş gibi yaptı.
"İğrençti."
"Seni böyle tavlamıştım."
"Yedi yıl önce... Yazık kafama."Jimin hafifçe kıkırdadı ama yüzünü buruşturunca Sooyoung hemen oturduğu yerden kalkıp Jimin'in yanına geldi. Yatağın kenarında kalan boşluğa otururken endişeli bakışları Jimin'in suratının tamamını turluyordu. Bu sırada Jimin de hasret kaldığı güzel kokuyu iyice içine çekerken, bakışları kızın güzel çehresindeydi.
"Özür dilerim."dedi.
Sooyoung dudaklarını birbirine bastırdı.
"O konuda..."Jimin umutla Sooyoung'a bakmaya başladı ama çenesini tutamayıp konuşmaya başladı.
"Yemin ederim bir daha olmayacak. Hatta bir daha dışarıda yanımda sen olmadıkça içmeyeceğim. Hatta sen yanımda olmadıkça hiçbir yerde içmeyeceğim. Hatta bir daha ağzıma sürmeyeceğim. Hatalıyım. Biliyorum. Köpek gibi pişmanım. Çok özür dilerim. Lütfen beni affet Sooyoung. Sen bu kadar yakınımda olurken bir o kadar da uzaksın. Çok acıtıyor bu. Lü-"
Sooyoung daha fazla konuşmasına dayanamamış dudaklarını durmaksızın konuşmaya devam eden oğlanın dudaklarına bastırmıştı.
Jimin anın şaşkınlığıyla ilk başta kıpırdayamasa da sonradan kendine gelmiş, Sooyoung'a karşılık vermişti.
İkiliyi ayıran kapıyı tıklamadan içeri -Namjoon'un tüm uyarılarına rağmen- bodoslama dalan Yoobin olmuştu.
Gördüğü görüntüyle, "Oldu o zaman, biz gidelim."deyip geldiği gibi kapıdan çıkmıştı.
Sooyoung da Jimin de ne olduğunu anlayamadan önce birbirlerine bakakalmış sonra da kahkaha atmışlardı.
×××
uf gece 1de yazıyorum
inş iyi oluyodur
amin
bu arada fire kurgusuna da
iki bölüm ekledim ✨🧚🏻♀️
neden diye sorarsanız
bu kurguyu yazarken
fire kurgusunu çok özlediğimi fark ettim
dedim bi okıyım
okudum
ve çok yarım kalmış gibi hissettim
sonra iki bölüm daha ekledim
🧚🏻♀️✨
çünkü why not do it 🥳
hepinizi öptüm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Firefighter ✔
Fanfiction[ha sooyoung & park jimin] İtfaiyeci Jimin'in girdiği yangında kurtardığı kişi eski sevgilisiydi... s:14mart22 f:17ağustos22