Yazarın Anlatımıyla
Nil Ulaş 18 yaşında bu sene annesi ile babası bir trafik kazası geçirdi ve annesinin tedavi olabilmesi için babası onu yurt dışına özel bir hastaneye götürdü Nil'ide içinde yurt bulunduğu için Arsal Koleji'ne yazdırdı. O sabah Nil anne ve babasını görememenin üzüntüsüyle uyandı üstünü giyindi ve çantasını alıp odadan çıkarken kapının yanındaki aynaya takıldı gözleri gri pantolonu siyah kazağını giymişti omzuna gelen saçlarını yukardan bağlamıştı aslında güzel görünüyordu fakat yüzünde tek bir mutluluk, tek bir heyecan yoktu kendi kendine konuşmaya başladı
''Söz veriyorum anne, söz veriyorum baba sizler için güçlü olacağım'' okula doğru yürümeye başladı.
Nil'in Anlatımıyla
Okulun önüne geldiğimde yeni bir hayatın başlangıç noktasında olduğumu düşündüm ve ağır adımlarla sınıfıma geçtim. Sınıfta rastgele bir yere oturdum. Sarı saçlı uzun boylu bir çocuk sınıfa girdi, tüm kızlar ona hayranlık ile bakıyordu bence abartılacak bir yanı yoktu ardından elime kalemimi aldım ve defterime bir şeyler çizmeye başladım ve işte o an yanımda az önceki çocuğun dikildiğini farkettim.
''Selam ben Doruk.''
''Selam ben Nil.''
''Sınıfta boş sıra kalmamış yanına oturabilirmiyim ?''
''Tabi oturabilirsin.''
Kafamı kaldırdığımda önümüzdeki sıranın boş olduğunu fark ettim .Ah salak ben hemen tabi dedim insan bir kafasını kaldırır off of.
''Ben biraz bahçeye çıkıyorum görüşürüz.''
Çocuktan kaçtım resmen ,kendimi okuldan dışarı attım ve okulun bu kadar kötü geçmesine üzülmeye başlarken önümden kahverengi saçlı deri ceketli bir çocuk geçiyordu 2. salaklığımı yaparak çocuğu durdurdum ve düşünmeden konuşmaya başladım.
''Merhaba ben Nil.''
''Ben Eren.''
Adı Eren miydi? İlk defa Eren ismi bu kadar hoşuma gitmişti.
''Ben okula yeni geldim de kütüphanenin nerede olduğunu bilmiyorum bana söylermisin ?''
Ne az önce ben o çocuğa kütüphaneyimi sormuştum her neyse en azından karşısında öyle donakalmamıştım .
''Arka merdivenlerden çıkarsan ikinci katta sağdaki ilk kapı.''
''Teşekkürler.''
''Rica ederim...Bu arada sen hangi sınıftasın?''
Ne bana sınıfımı mı sordu o ?Hayır be. Oha sınıfımı sordu!
''12-E sınıfındayım.''
''Bende 12-B sınıfındayım eğer kendini yalnız hissedersen gel beklerim.''
''T-Teşekkürler.''
Şu anda herkese o çocuk bana ne edi duydunuzmu diye bağırmak istiyordum ama sustum ve sınıfıma çıktım. sırama oturduğumda Doruk beni izliyordu ama hiç birşey demeden defterimi karalamaya başladım ve yine konuşmaya başladı.
''Sen hep bu kadar sessiz misindir? yoksa beni sevmedinmi?''
''Okulda yeniyimde bu yüzden insanlarla pek konuşmuyorum.''
''hayır Doruk seni sevmiyorum hatta senden tiksiniyorum'' demek istedim ama sustum. derste hocaya söylediğine göre anne ve babasini kaybetmiş bu yünden akrabalarının yanına İstanbula gelmiş o sadece okulda değil şehirdede yeniymiş açıkçası üzüldüm ama şu an daha önemli işlerim vardı Eren ile arkadaş olmak gibi.
''İlk bölüm bu kadardı oylama ve yorum yapmayı unutmayın lütfen HOŞÇAKALIN''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bizim Dünyamız
Teen FictionNil yeni bir okula başlar okulda yeni insanlar ile arkadaşlık kurar ve onlarla yaşadıkları bu eğlenceli günleri sizler ile paylaşdı.