zσяℓυкℓαя {1}

835 25 18
                                    

Mart'ın 21'iydi o gün, istanbul'daki kar hâlâ yağıyordu ve Ankara'da kara mâruz kalmıştı. Bende her zamanki gibi yatağımda mışıl mışıl uyuyordum. Sabah'ın 8'inde gözlerimi o mışıl mışıl uykudan -zorunlu bir şekilde- kaldırmıştım. Pencereye doğru bir şekilde uyumuştum bu yüzden ilk gözümü açtığımda pencerede ki o yavaşça pıt pıt karın düşüşünü görmüştüm. Nedense hoşuma gitmişti çünkü o pencereden karı izlerken sıcak çikolata yapıp içmek gelmişti aklıma ve beni heyecanlandırmıştı. Yatağımın üstündeki o sıcak yorgan dan kalkmak istemiyordum ama zorunlu bir şekilde kalktım ve kalktığım ilk saniyede geri girmiştim. Yani bir şekilde yataktan kalkmamak için neden bulmuştum. Ama günü geçirmek istiyorsam kalkmam gerekiyordu. Yorganım dan ayrıldım ve soğuk havayı umursamadan yatağımdan bir uçak gibi kalktım ve kapıya yürümeye başladım. Kapıyı açtım ve önüme çıkan aşağıya doğru giden bir merdiven gözlerimin içine girdi. Aşağıya inmem gerektiğinden dolayı merdivenin önüne gelip aşağıy doğru yürüdüm. Merdivenin basamakları bitince mutfağa doğru giden yola ilerledim ve mutfakta yemek yapmaya koyuldum. Aslında hayır hiç yemek yiyecek hâlim yoktu o yüzden kendime bir kahve yapacaktım. Kahve makinesine bir kahve koyup kahve yaptım. Yaklaşık 4 dakika sonra hazırdı ve üstünden bulut gibi bir duman çıktı. Elime kahveyi alınca sıcak bardak ellerimi domatese çevirdi ve yanıp tutuşan ellerim yüzünden kahveyi geri yerine koydum. 

(Benim karakterlerimde vücutları bayraktaki renkleri olmuyor insan gibi tenleri oluyor ve bayraklarındaki işaretleri gözlerine geliyor saçlarının renkleri ise bayraktaki renklerine bürünüyor) 

Elime soğuk suya deydirilmiş havluyu alıp elimin kızarık yerine koydum ve beklettim. Ellerimin sıcak hissi geçince parmağıma baktım ve yüzüm burkuldu. Ellerimin biri su toplamıştı ve bu hissi hiç bilmiyordum. Kahveyi soğuk sulu havlu ile aldım ve masaya koydum. Bence biraz soğuması gerekiyordu o yüzden biraz beklemek için sandalye'ye oturdum. Elime telefonumu aldım ve gezinmeye başladım. 

"Rusya - Ukrayna savaşının 26. Gününde neler yaşandı? Gelişme var mı? Rusya anlaşma için hangi istekleri istedi? Daha fazlası için tıklayınız. 

Gözüme ilk çarpan haber'de buydu. Hayla savaş devam ediyordu ve bu artık biraz endişeyi artırmıştı. Haber sunucuları 3. Dünya Savaşı hakkında konuşuyordu. Antalya'da düzenlediğim toplantıda bir sürü olumlu haber almıştım barış anlaşması için ama işe yaramamıştı. Barış anlaşması için bazı konularda anlaşmışlardı ama bazı konularda ikisi tersti. Rusya ile konuşmam gerekiyordu. Onu düşünürken 'Malerika' adlı kullanıcıdan mesaj gelmişti. Cidden onu sevmiyordum ama daha ne olsun ki? Onun müttefiğiydim ve bundan nefret ediyordum. Beni çıkarları için kullanıyordu ve bir keresinde Yunanistan ile beni haritada abluka altına almıştı ama sonra bu sorun bitti diye hatırlıyordum. Bildirime tıkladım ve ne olduğunu sordum





Malerika

Türkiye, sana ihtiyacım var bu konuda

Siz

Ne oldu gene Amerika? 

Siz

Gene beni çıkarların için mi istiyorsun? 

Malerika

Hayır, konu daha değişik. 

Malerika

Bak olay şöyle. Rusya ile bir görüşme yapıp kendine inandırıp ne için Ukrayna'ya saldırdığını öğrenip bana getiriyorsun. Tamam mı? 

Siz

Peki yapmak zorunda değilim Amerika.

Siz

Senin için arkadaşımı satmam ben. Yani senin gibi bir cani değilim

Malerika

Sen benim müttefik'imsin Türkiye. Yapmak zorundasın. 

Malerika

Ve senin için bazı tehditlerimde var Türkiye. Nasıl olsa ben dünyanın en güçlü devletiğim ve en büyük ekonomisi yim. Senin küçüçük ekonomin varken ve bana çalışıyorken, bana karşı çıkman saçma ;) 

Siz

Bak lütfen bu günümüde berbat etme Amerika. Zaten canım sıkkın seninle uğraşmak istemiyorum. 

Malerika

O zaman yarın yap. Sana acıdım bak ;) 

Siz

Bana gülücük atma Amerika. Komik değilsin

Siz

Ve sana bir süprizim var (canım (!)) 

Malerika

Neymiş o? 

Bu kullanıcıyı engellediniz. Açmak için dokunun. 

Şu an sinirden deli taklidi yaptığına inanıyordum. Kahvenin soğuduğuna ikna olunca elime aldım ve yavaş yudum larla boğazıma döküldü. Mideme gelince o sıcaklık çok rahatlatıyordu sanki eksi 34 deki bir sıcaklıkta sıcak bir içecek içince o midede oluşan sıcaklığın rahatlılığıydı. Kahvemi bitirince ayakta kalktım ve ne olur ne olmaz diye üstümü giyindim. Amerikanın kapımı kırıp bana tokat atmayacağı ne malumdu ki? Üstümü giyinince salona geçtim ve o rahat koltuğa oturup telefonumu karıştırdım. 

 

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
єηgєℓℓєя (яυѕкєу ) \devam etmecek/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin