NEDEN? {7}

326 19 14
                                    

(Bu bölüm sinirli olacaktır,lütfen sizde sinirlenmeyin :) ve medyayı isterseniz dinleyin ( medya yok ama dinlediğim şarkı "ic3peak dead but pretty" benim hoşuma gitti.
UYARI: ANLATIM MIDENIZI BULANDIRABILIR,HASASSANIZ DIKKATLI OKUYUN VE ORALARI GECIN,TESSEKURLER)

1991

Beyaz Saray ( o zaman varmıydı blm)

3.kişi tarafından ( Türkiyenin gözünden ama daha değişik)

Sovyetler o zaman vefat etmişti.Özerk ve slav devletler onun mezarına gitmiş,Beyaz sarayda herkesin yüzünde mutluluk oluşmuştu.birtek ben hariç,ben farkettirmeden üzgündüm.Sovyet benim yakın arkadaşımdı ama benden toprak istemesine kadardı.Toprak talep etmişti ve boğazları istemişti.Bende boğazın tek geçim kaynağım olduğunu, toprakları kan ile takas edeceğimi söylesemde itiraz ediyordu.Bunu Amerika görmüş olacaktı ki,yanıma gelip beni 'korumuştu'.Bende onların tarafına geçince bu arkadaşlığımız bitmişti. Öyle düşünüyorlardı ama öyle değildi. Gizli gizli mektuplaşırdık ve bundan haberleri yoktu.Taaki o ölene kadar,haberi gelince ağlamıştım ama sonra toparlamıştım kendimi. Bu halimi anlamış olasınlar ki bana sormuşlardı, bende onları tersleyerek "sorun yok.." demiştim. Amerika sonunda açıklama yapacaktı.

'Öhm,hello everbody! Bugün size önemli ama bazılarınızın üzüleceği bir haber ile yetineceğim! Özellikle bir 'kız' arkadaşımıza,dedi ve sonra devam etti.Sovyetler,artık bize karışamayacak!!çünkü o artık toz olup uçuverdi. Isteseniz veya istemeseniz bile ben artık sizi yöneteceğim!,dedi"
Herkes alkışlarken ben oracıkta duygusuz olarak bekliyordum. Toplantının bitmesi için bekliyordum ki sinirlenip heryeri kırabileyim. Ardından bir cümle daha dedi.

"Ve bugün gece yarısı bir parti düzenleyeceğiz.Herkes gelmek mecburudur!!"

Kağıtlarını masaya vurup düzelti ve herkesi çıkardı. Bende çıkınca oda kapıyı kapattı ve gülmeye başladı, Deli gibi gülmeye başladı. Ben öyle gülsem karnım patlar,midemdeki kalbim yerinden sökülürdü. Evime yürürken bir alkol satan bakkala denk geldim.iceri girince bir Şarap aldım. Tanesi 349.99₺'di. Ne pahalıymış derken satın almıştım bile. 1 şarap dolu torba ile eve gidiyordum.
Sonunda evin kapısına gelmiştim.Anahtarı almadığımdan dolayı tekme ile açmaya çalışacaktım.1. Tekmede olmadı. 2. Tekmedede. 3. 4. 5. 6. 7. 8. 9. ON!!...

Kapı 10. Tekmede açılmıştı bile. Eve adım attığım an kapıyı sertçe kapattım ve şarap dolu torbayı masanın üstüne koydum -attım-. Koyduğum o an masaya tekme attım.
Masa düştü ve şarap ise kırılmıştı. Kendime tokat atıp delilercesine çığlık sesi attım. Sinir haplarımı almamıştım ve daha çok sinirleniyordum,aynı zamanda nefesim daralıyordu. O son an çantamdan bir hap çıkardım ve su dolu şişemi çıkardım. Hızlıca hapı boğazımdaki o boşluğa attım ve su dolu şişeyi o hapın üstüne döktüm. Yavaşça yutkundum. Kendimi yere attım ve saçımı çekiştirmeye başladım. Kendimi sadece 'Ben aptalım!' Kafası ile bağırıyordum. Bu günün sadece bir komada gördüğüm rüya olmasını,ardından uyanınca sovyeti görmek umudu ile yanıyordum. Ama öyle olmamıştı. 1 hafta geçse bile hiç bir iz yoktu. Bende sadece Yatakta yastığına sarılıyordum. Bir arkadaşının böyle habersiz gitmesi, insanın mental sağlığını çok kötü etkilerdi. Ama 3. Defa olmuştu bu. Onun yerine Rusya adlı bir ülke geçecekti. Sanırım çocuğuydu. Öyle söyleniyordu. Bazen evime birileri gelip giderdi. Ama bir gün hiç karşılaşamayacağım bir ülke gelmişti. Azerbaycan ve diğer ülkeler. Benim üzüldüğümü biliyorlardı. Çünkü mektupları onlarda okuyorlardı. Evime geldiklerinde rahatlamam için sözler, çikolatalar ve şekerler gibi ne buluyorlarsa getiriyorlardı. Ama hiçbiri beni mutlu etmeye yetmemişti.
Ben sadece 'Arkadaşımın' katilini bulma derdindeydim.

O gün geldi çattı. Amerika beni çağırmıştı. Ilk önce gelmek istemesemde sovyet ile ilgili olunca gidiyordum. Amerika bana Beyaz saraya gelmemi ve 2 saat durmamı söylemişti. Beyaz saraya gittiğimde Amerika beni orada bekliyordu. Ağaca benziyordu ama boşverin. Yanina gelince bana bir cümle söyleyemeden boynuna asılmıştım.

"NİYE?! NIYE?! NEDEN BUNU BANA YAPIYORSUN AMERIKA!!??"

"YAPMAK ZORUNDAYDIM TURKIYE CUMHURİYETİ!! SENI KORUYORDUM!!"

"BU KORUMAK MI? ARMADASIMI OLDURDUN SEN AMERİKA!!"

sessizlik çökmüştü. Ikimizde ses çıkaramıyorduk ama silah çıkarıncaya kadar. Silah çıkarıp bana doğrultu ve şu sözleri söyledi.

"Eğer beni dinlemezsen bir vuruş.."

Ve vurdu. Kolumu vurmuştu.hic vurulamamıştım o yüzden çok acıyordu. Sonra DSÖ'yü çağırdı (dünya sağlık örgütü). Koluma baktı ve sonra alçıya aldı. Beni evime yollayıp silahı ile uğraştı.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
єηgєℓℓєя (яυѕкєу ) \devam etmecek/Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin