#0.9

14.4K 1.1K 1.5K
                                    

Telefonlarıma hızlı hızlı gelen mesajlarla kafamı yataktan kaldırmıştım hafifçe. Belim çok ağrıyordu. Dün akşama kadar yapmış mıydık? Tam hatırlamıyordum bile. O kadar yapmıştık ki, akşam olmuştu bile. Hala yorgunluktan ölüyorum. Ama.. Hyunjin hyung nerede?

"Hyung??"

Kısılan sesimle mırıldanarak zar zor kafamı kaldırmıştım. Doğru ya! Bugün okul günüydü. Okula gitmiş olmalıydı. Ben onun evinde mi kaldım şimdi? Hem de tek başıma? Nasıl bana güvenip beni evinde yalnız bırakır ki?!

Yavaş hareketlere yataktan kalkmıştım. Belim her an kırılacak gibiydi. Hem utanıyor hem utanmıyordum. O kadar yaptıktan sonra utanırsam beni ezik olarak görecekti. Ama yüzüm ister istemez kızarıyordu, bu benim suçum değildi. Dün incelemeye vakit olmayan odayı incelemiştim gözlerimle. Hah. Tam bir zengin odası. Ne olacak? Zengin züppe işte.

"Ama çok zengin."

Diyerek etrafa bakınmıştım. Yanımda ki komidinin üzerinde kıyafetler vardı. Benim için mi bırakmıştı? Beni düşünüyor muydu? Peki kendi kıyafetlerim neredeydi? Gözlerimle yerde kendi kıyafetlerimi aradım. Ama yoktu.

Bıraktığı kıyafetleri hızlıca giyinip ayağa kalkmaya çalışmıştım. Ama bacaklarım titriyordu. Ayak üstünde duramıyor gibiydim. Ben daha küçük bir olaya ağlayan birisiyken, buna dayanmam mümkünsüz olurdu. Onun yatağında da uzanmak istemiyordum. Burası onun eviydi, rezillik olurdu.

"Off ne yapacağım şimdi.."

Komidinden telefonumu almıştım elime. Dayımlardan milyon tane arama vardı. Bir gün evde olmamıştım tabi. Dayımlar hemen telaşa kapılmıştır. Annem babam öldüğü için dayımlarla kalıyordum. Dayımlar ise bana çok fazla baskı yapıyordu. Yaptıkları baskı değildi gerçi. İlgiydi. Çok fazla ilgileniyorlardı.

"Alo? Teyze şey.."

"Sen neredesin oğlum! Az kalsın polise haber verecektik. Dayın telaşa öyle kapıldı ki, kim varsa herkese sordu seni. Müdürün yanına bile gidip seni aradı! Neredesin oğlum??"

Telefonumu hızla kulağımdan uzaklaştırıp derin iç çekmiştim. Ah be dayı. Bir gün yoktum işte. Müdüre ne gerek vardı.

"Teyze, ben bir arkadaşımda kaldım'da gece. Size haber vermeyi unutmuşum."

Teyzem yine konuşmaya başlamıştı. Telaşa kapıldığı zaman herkesi telaşlandırıyordu. Dayım'da eminim bu yüzden müdüre gitmiştir.

"Aa, teyze arkadaşımın evi çok uzakta. Alo?? Teyze? Duymuyorum seni ya!! Eve gelince konuşuruz teyze'ciğim. Bay!"

Diyerekten kapattım telefonu, direkt. Eve gidince konuşacaktım onlarla. Telefona en son baktığımda Seungminden'de mesajlar vardı. Artık herkese haber verdikleri belliydi.

"Teyzen mi?"

Ses gelen tarafa dönmüştüm hızla. Hyunjin hyungdu. Elinde bardakla, kapı aralığına yaslanıp beni izliyordu. Vah vah!! Ne zaman geldi acaba? Üstümü değişirken mi geldi acaba!!! Gerçi biz dün akşama kadar yapmıştık ama. Yine de utanıyordum!

"Ö-öyle, hyung. Sen okula gitmedin mi?"

"Senin bu hale düşeceğini tahmin ettiğim için gitmedim."

cute liar / Hyunlix texting ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin