0.1

311 37 104
                                    


 Güneş ışığının gözüme vurmasıyla bir hışım yorganı üzerime çektim. "Hayır... İstemiyorum." diyerek söylendim. Çatının üstündeki kuşlar ötüp duruyordular. Kaşlarımı çatıp yataktan kalktım ve lavaboya girdim.

Aynanın karşısına geçtim, "Şuna bak Kirpi Sonic. Ne hallerdesin?" suyu soğuk tarafında açıp yüzüme birkaç defa su attım "Kendine gel!" diyerek kızdım ve suyu kapattım. Havluyla yüzümü silip aşağı kata, mutfağa, indim. Kendime birşeyler hazırlarken takvime baktım. "1 Mart..." Yüzümü ekşittim "Tam 3 ay olmuş." Derin bir nefes verip kendime kahve hazırladım. Saate baktım. "3... 2... 1... ve zil!" Zilin çalmasıyla ayağa kalktım. İster istemez sırıtırken buldum kendimi. Aklı başında olan biri bu olaya neden gülerdi ki? Fakat bu soru yanlış... Doğrusu aklım başımda mı? Ah hiç sanmıyorum.

Kapıyı hızlıca açtım. Beklediğim gibi Silver ve Tails önümde duruyordu. Tails beni hızlıca süzdü. "Eee hazır değilsin?" diyerek Silver bana gözlerini dikti.

"Birkaç dakikaya hazırım sadece kahve içmek için ara vermiştim." diyerek nefes verdim.

"Tamamdır o zaman ben ve Tails seni dışarıda bekliyoruz." diyerek bahçedeki çardağa gittiler. Kapıyı kapatırken "Bu arada bu kadar kahve içmeyi bırakmalısın yoksa sonuçları kötü olacak." diyerek bağırdı. Kapıyı kapattımda yere doğru kaydım. "Olmaması gereken cümle." Tekrardan döngüyü kırmak için kapı açıldı. Yutkunarak yerden kalkıp kahvemi kafama diktim.

"Bu sefer... Bu sefer başarılı olmalıyım!" elimi istemsizce yumruk yaptım. "Bu sefer onu ölümün ellerinden kurtarmak zorundayım!"

5 dakika sonra hırkamı alıp evden çıktım. Silver elimdeki hırkaya baktı "Hırka? Hemde bu sıcak havada?" haklıydı hava sıcaktı. Hava durumu da esmeyeceğini söylüyordu. Fakat hava durumları da yanılamaz mıydı? "Ne olur ne olmaz diye aldım." diyerek sorusunu geçiştirdim. "Siz nasıl derseniz Bay Önlemci." diyerek bana takıldı. Öncekiyle aynı cevap... Ne kadar sinir bozucu. "Ee hadi diğerlerinin yanına gidelim." diyerek onlarında peşimden yola koyulmasını sağladım.

Gideceğimiz yere yaklaşık beş dakika uzaklığımız kalmıştı. Ara ara ikisinin konuşmasına dahil olsam da genel olarak konuşmamayı seçtim. Sonuçta konuşulanların çoğunun ne hakkında olduğunu biliyordum. Yinede dinlememezlik yapamazdım. Belki de bilmediğim bir konuşma geçerdi.

Vardığımızda diğerleri bizi bekliyordu. Knuckles, Blaze, Shadow, Cream ve tabi Amy. Gülümseyip selam verdik.

"Nerede kaldınız. Yemekler soğudu. Buna sosisliler de dahil." diyerek Amy ellerini bağladı.

Öncekilerde ne yapmıştım. "Sosisli sosislidir." diyerek hepsini gömmüştüm. Aynısını yapacak mıyım? Hayır. Geleceğin değişmesi için aynısını yapmam mantıksız olurdu.

"Eğer sen hazırladıysan soğuk olsa bile yerim." diyerek gülümsedim. O esnada su içmekle meşgul olan Silver boğazına su kaçmasıyla öksürmeye başladı. Sonrasında bana döndü "Sonic sen iyi misin? Kafein mi çarptı?"

Bir kaşımı kaldırdım "Gayet iyiyim." diyerek karşılık verdim. Birkaç saniye duraksadı ardından omzuma sertçe bir yumruk geçirdi. "Hey acıdı!" dememle sırıttı"Seni kurnaz Kirpi." Amy'e döndüm. Kızarmıştı. Kendimimde kızardığımı birkaç saniye sonra fark ettim.

"Hadi gidelim!" diyerek Amy, Blaze ve Cream'ın yanına gidip önden doğru yürümeye geçti. Kızlar önde biz erkekler arkada sepetleri taşıyarak yürüyorduk. Shadow'a baktım. Herzamanki gibi ciddi yüzünü takınıyordu. Kim tahmin edebilirdiki onunda herkes gibi gülüp ağlayabileceğini?

"Bana gözünü dikip bakmayı kes!" diyen Shadow ile gerçek dünyaya döndüm. Gözümün onda kaldığının bile farkında değildim. "Dalmışım." diyerek onu geçiştirmeye çalıştım.

Silver, Tails ve Knuckles kendi aralarında sohbet ediyordular ve muhtemelen bizim konuştuğumuzun farkında değillerdi.

"Bana bak Sonic!" diyerek Shadow sesini yükseltti. Yüzüne "Ne var?" anlamında bakış attım.

"Eğer Amy ile oynamak gibi bir planın varsa aklından bile geçirme!" Bir kaşımı kaldırdım. Bu da ne demek oluyordu? "Ne demek istiyorsun?"

"Amy'nin seni ne kadar sevdiğini herkes çok iyi biliyor. Sen ise şimdiye kadar bunu görmezden geliyordun. Şimdi can sıkıntısından ona karşılık veriyorsan-"

"Du orda!" diyerek sözünü kestim. Sinirlerime dokunmuştu. Hiçbirşey bilmeden bunları nasıl derdi! "Görmezden geldiğimi de nereden çıkartıyorsun!?" diyerek stem ettim.

"O senin peşinde koşarken sen sadece ondan kaçtın. O her seferinde kendisine pes etmesi gerektiğini söylerken sen ona tekrardan gülümseyip ona tekrardan senin için çabalama gücü verdin." bir nefes aldı "Bu görmezden gelmek veya ona boş bir umut vermekten başka ne olabilir ki?"

Duraksadım. İster istemez unutmak için günlerce uğraştığım o anılar birbir karşıma gelmeye başladı. Kendime gelmeye çalıştım.

"Gördün mü? Diyecek hiçbir şeyin yok! Sen sadece eğlenmene bakıyorsun!" diyerek hızlandı.

"Yanılıyorsun..." diyerek mırıldandım. "Hemde çok yanılıyorsun..." Bana döndü ve anlamsızca bir bakış attı. Kulağıma yaklaştı "Yanıldığımı ispat et. Edemezsen sonuçlarını sen düşün." diyerek uzaklaştı ve yürümeye devam etti. İstemsizce yumruğumu sıktım.

"Edeceğim." yürümeye devam ettim. "Sana ve herkese bunu göstereceğim!"

Yazılma tarihi: 11/05/22

670 Kelime

Benim Bir Tanecik Gülüm (SonAmy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin